bizler; bencil, korkak ve yıkıcı yırtıcılarız. çok sevdiğimizi, sevgimiz için kendimiz dahil ait olduğumuz her şeyi kurban edebileceğimizi söyler dururuz. ancak neye sahibiz? hiçliğe. kendimize bile sahip değilken, milyar tane parçadan yalnızca küçücük, zerre kadar parçalık alan kaplarken kendi damlacığımızda bütün bir okyanusa hükmettiğimizi sanarak zavallıca kendimizden büyük sözler sarfedip gururlanırız.
milyonlarca insanı öldürerek göklerin ve yerlerin kurtarıcısı olacağımızı hayal edip dururuz, ancak kurtarıcı olmanın yarıp geçmekten değil yaşatmaktan geçtiğini bilmeyiz. bize iyi davrananları güçsüzlükle, kötü davrananları ise ucu bucağı olmayan bir kalpsizlikle suçlarız. oysa hepimiz bu sonsuz yin-yang'ın döngüsünde yalnızca birer palyaçoyuz.