Denizlere dalga oldum geçen yıllar boyunca.
Bir oraya, bir buraya savruldum durdum.
Yine de ne siz, bayım
Ne de özlem kokan şiirlerim,
Fark edemediniz!
Ben kendi tuzumda boğuldum.
Güllere diken oldum geçen yıllar boyunca.
Gerdanımdan bir ip geçirildi;
Belki ince belki kalın.
Sonra da koparıldım.
Ne siz sevdiniz beni, bayım;
Ne de pişmanlığımı haykıran harelerim.
Yalnızca sevdiğinize kol kanat gerdiniz.
Rafın birinde kırılmaya mahkûm bir porselen bebek oldum,
Geçen yıllar arasında.
En sevdiğimse buydu.
Elbet bir gün delikli ahşap parkede yatacağım diye,
Hiçbir vukuata umutlanmadım.
Umut, diyorsunuz ya bayım;
Benim umudum;
Budanmaya hazır bir zeytin dalıymışcasına,
Kurumaya yüz tuttu.
Vasiyetimdir;
Hevesle size koşmasını beklediğiniz,
Kır güzeli genç hanımefendiyi,
Kırmızı karanfillerle karşılayınız.
Vasiyetimdir;
Siz, bayım!
Benim ölümümle,
Aşkınıza kavuşunuz.