Ben jiletin öteki yanına yatıyorum, sana iyi geceler.
Puhuların üstünden gece vardiyaları ve rıhtım görünüyor.
Üstündeki kan kokusu bütün cesetleri buraya çekecek.
Diplerine kömür çökmüş tırnaklarıyla küçük serseriler senin ellerinden kabusun matarasını kapacak ve içindeki sessizliği içecekler.
Ben hüznün öteki yanına yatıyorum, sana iyi geceler.
Son tartışmamız olsun bu yoksa beni öldürecekler. Usulca akan bir gözyaşı gibi sessizce sevişelim biraz.
Eğer istersen,
çok uzun yolları aydınlatan benzin istasyonları gibi uykusuzluğumu gölgelesin alkolün dövdüğü saatler.
Bak, yatakta ikimiz de ağlıyoruz; meselemiz malum, aşk.
Haplar da kayboldu, esrar da, bileklerimizdeki kesikler de.
Havaya bir kuş at, ben onu yerdeki gözlerimle vuracağım.
Dudakların ne ki, olsa olsa şuradan üç beş adım.
Ben mezarın öteki yanına yatacağım, sana iyi geceler.
Aramıza bir hançer bırakacağım, belki küflü bir hançer, onun küfüyle paslanırken gizli saklı yalnızlığımız
rüyamıza giren prensler, içimizdeki mutsuzluğu içecekler.
Ben intiharın öteki yanına yatıyorum, sana iyi geceler.