kaybediyorum, içim öyle bir yanıyor ki damarlarımdaki tüm kan adeta bir zehrin vücutta işlemesi gibi içten içe öldürüyor beni ve neden bu haldeyiz bilmiyorum. gözlerimi kapattığımda geçirdiğimiz zamanı hatırlıyorum, gözlerimi yakan yaşlar birer ateş parçası gibi düşüyor o anılara, anılar birer kağıt misali tutuşuyor oysa ben zihninde parçalanıyorum. neden bunu yapıyorsun diyemiyorum ama diyemediğim onca şey boğazımda koca bir yumru olmuş ve ben yutkunamıyorum, kelimeler sıkıyor boğazımı; o kelimelerin ellerini hissediyorum. boğazıma sessizce dolanıyor, haykırmak istiyorum ama zor şimdi çünkü bizden vazgeçti. bu kadar acıtması normal mi? neden bu hale geldik biz? ben çok ama çok kırık dökük bir haldeyim, hissediyor mudur acımı? bir kaybedişi daha kaldıramam.
*şarkıda diyordu ya şimdi bir kadeh kaldırmalı yolda kaybettiklerimizin anısına diye bu kadeh dördüncü yılın anısına çünkü ben içim soğudu sanmışken sadece kendimi kandırmışım.
18'j