“Niye sattın yoksulluğunu?”
diyorum, “Elimdeki sadece oydu.” diyor. “Peki ya niye sattın vücudunu?”
Dudakları kıvrılıyor, gülüyor. “Daha mı kötü satmaktan ruhumu?”
Bitmiş sigaramı yere basıyorum. “Cehenneme gideceksin.” diyorum, “Sen gitmeyecek misin?” diyor ve omuz silkip devam ediyor,
“İnanmam ben cehenneme.”
Gülüyorum ona. “Neden?” diye soruyorum, “Ölümden sonra hayat yok mu? Ölünce cehenneme gidiyorsun işte.”
Bakışları uzaklarda bir yere dalıyor, kaşlarını kaldırıyor.
“Ölümden sonra hayat var mı diye boş düşünürler,
sanki hayat varmış gibi ölümden önce.”