kanlar ve çığlıklar içerisinde geldiğimiz şu dünyada barış ve kahkahalar saçmamız beklenir. masum ve günahsız sübyanlar olarak gelen insan, dehşet saçan, tam bir hayalkırıklığı olan yaratıklara dönüşür. insanlık denen şu kavramda hepimiz bu yaratıkları zincirler ve yüzüne her güldüğümüz insana huzur veririz. oysaki içimizde ne yaratıklara işkence ederiz ve ehlileştiririz onları. bu yaratıklara sahip olabilmek için yetim doğmuş olmanıza gerek yok. her gün dayak yemiş olmanıza gerek yok. okulda başarısız, yalnız olmanıza, diğer çocuklar tarafından horlanmanıza gerek yok. fakir bir ailede doğmanız ya da zengin bir ailede doğup baskılar altında olmanıza da gerek yok. sadece ve sadece insan olmanıza gerek var. işte ben, insan olduğum için bu haldeyim. ağzımda kanlar ve sessiz çığlıklarımla yeni doğmuş bir bebek gibiyim. tek bir farkım var ki, artık masum ve günahsız değilim.