Nefeslerim, karnımda ki cam yüzünden gel gitler yaşatsada kollarının arasında olduğum adam sayesinde hafifliyordu acım. Elleriyle yüzümü sarsarak panikliğini gösteriyordu ve ellerinde ki ıslaklığın karnımda ki damlayan kandan geldiğini bilmek beni fazlasıyla korkutuyordu. Her nefes alışımda yükselen göğsüm yaramın acımasına yol açtığında nefeslerim soluk borumda asılı kalıyordu.
"Tamam güzelim dayan araba gelmek üzere." Konuşurken sesinin titrediğine yemin edebilirdim. Gözlerimi yarı baygın bir şekilde açarak onun kopkoyu siyah gözlerine baktım. Kızarmışlardı ama kesinlikle tek bir göz yaşı yoktu. Zorla da olsa sol elimi kaldırıp kemikli çenesine yerleştirdim ve yeni çıkmaya başlayan kirli sakallarına değidirdim. Donup kaldı. Bedeni kasıldı. Tepki veremeden öylece gözlerime baktı. Nefesimi bulduğum sürede ağzımdan sözcüklerin çıkmasına izin verdim. " Ş-şimdi s-sana bir sır vereceğim " nefesim kesildi ve öksürdüm. Canım bu hareketim üzerine çok yanmıştı ama ona bu sırrı şimdi söylemezsem kendimde bu cesareti başka hiç bir zaman bulamazdım. Bora kendimi
zorlamamam için uyarı da bulunacağı sırada çenesinde olan elimi dudaklarına getirdim ve susmasını sağladım. Hareketim üzerine gözlerini yumdu. " V-ve 'b-bu sırrı s-sen bile bilmeyeceksin Bora " Adı ağzıma öyle güzel yakışıyordu ki başka kimsenin onun adını ağzına almasını istemiyordum. Derin nefesler aldım bu kelimeyi söylebilmek için. Canımın yanmasını umursamadım bu sefer katlanılamaz bir acıydı fakat ben onun için üstesinden gelebilirdim. Elim hala dudaklarındayken konuşmak için hamle yapacağını anladım ve elimi biraz daha bastırdım etli dudaklarına. Konuşursa beni susturmak isteyecekti ve ben şuan susamazdım. Acılı fakat derin bir nefes aldım. Hazırdım .
"Seni seviyorum "
İKİLEM