yalnizkaldik

biliyorsun, ölüm yolumuzun üstü.

yalnizkaldik

sen eskiden hep oradaydın. sinirliydin, sakindin, mutluydun, ağlıyordun, yağmurluydun, bulutluydun. sen bütün hallerinle oradaydın. ben elimi attığımda bulurdum, arkamı dönsem bile sırtın sırtıma değerdi. hissetmek de aslında görmekti.

yalnizkaldik

ben kaybolurmuşum, ben kayboldum. sen eskiden hep oradaydın. sen şu an kimin orasındasın.
Reply

yalnizkaldik

plansızlıklarımız en güzel düzenimizdi. canımız bugün ne istemiş, hadi şarap içelim ama kaşar peynirleri sen kes. film izleyelim ama sen hepsini izlemişsin, olsun tekrar izle. şunu yapalım, buraya gidelim ama kolundan çıkmayayım ben kaybolurmuşum çünkü.
Reply

yalnizkaldik

her şeyi anlatırdım, her şeyi anlatırdın. bilirdik aynı hikayedeydik. aynı yoldan aynı eve giderdik. geç mi kalmışsın, gelirken lütfen biraz zaman al. gözümü sana açardım, buradaymışsın bak gitmiş olursun diye korkardım. sen kötü rüya görüp uyanınca bana sarılırdın, buradaymışım bak.
Reply

yalnizkaldik

tüm hayatımı bir tımarhanede geçirebilirim. uyuyup, uyanıp sadece bir pencereden dünyayı izleyebilirim, bu hiç korkunç değil. tam aksi! dünyaya karışmaktan çok daha çekici. anlamıyor musun? ben onlardan olamam, bu düzende ayakta kalamam. bu dünya elimden yaşama hakkımı, yaşama hakkını verdiğinde aldı! sinir krizi esnasında giydirilen bir gömlek benliğimi zedeleyemez. ben artık kendime öyle sarılabilirim ancak. dünyaya bir deli gömleğiyle tutunabilirim.

yalnizkaldik

şimdi konuşmuyorum, seneler sonra da konuşmayacağım. hiçbir zaman karşılarına geçip, intikam almayacağım. düştüklerinde, iyi olmuş bile demeyeceğim. hatta biraz üzüleceğim. bunun için kendime kızacağım. ama asla konuşmayacağım. benim kelimelerim, sesimden kırılıp kimseye çarpmayacak. keşke bunun anlamını biraz bilseydiniz.

yalnizkaldik

"Sende de oluyor mu böyle?"
          "Ne oluyor mu?"
          "Ben ne zaman balkona çıksam, aşağı sarkıtmak istyorum kendimi."
          "Bilmem hiç düşünmedim. İntihar mağlubiyettir güzelim."
          "Galip geldiğine inanıyor musun peki?"
          "Bilmiyorum. Şu dumanı bana üfleyip durma!"
          "Neden nefret ediyorsun benden?"
          "Nefret filan etmiyorum. Hoşlanmıyorum sadece. Bazen her şeyi elde edemezsin, bence siktir et ve biraz yalnız bırak beni."
          "Yalnızlığı seviyor musun?"
          "Neden soruyorsun?"
          "Bi sebebi yok, senle konuşmak için çabalıyorum sadece."
          "Sana bakınca mahalle piçleri geliyor aklıma. Seni oynatmazsam topumu patlatırsın."
          "Ben sana zarar vermem. Kıyaslama beni hayatına giren adamlarla."
          "Babamı da öyle sanıyordum. Geçenlerde köprüden geçerken bi anda indim taksiden, boğazdan aşağı atmak istedim kendimi. Sonra düşündüm."
          "Babanı mı?"
          "Hayır taksiciyi. Atlardam parasını ödeyemezdim. Bende vazgeçtim."
          "Kafayı yemişsin sen. Filinta nerde?"
          "Namaz kılıyor içeride. Allahı çok seviyor o."
          "Sen sevmiyor musun? Bence herkes bir parça sevmeli onu."
          "Birşeylere olan inancın bittiğinde pek olmuyor o. Yani yaşadıkların allahsızsa, pek samimi gelmiyor inançlı gibi davranmak."
          "Bir arkadaşım geldi aklıma. Kötü şeyler olunca hayırlısı deyip birşey olmamış gibi devam ediyordu hayatına. Ben ne zaman üzülsem ana avrat bırakmıyorum."
          "Avucunun içindeki ne?"
          "Boş versene."
          "Ne saklıyorsun benden?"
          "Sorunda o ya zaten. Hiçbir şey saklamıyorum, gayet belli ediyorum sevdiğimi. Saatlerce yüzüne bakabilirim ben Asya. Sen iste şu balkondan bile atlarım. Hatta sen iste aşağı düşerken " seni seviyorum asyaaa" diye bağırabilirim. Fakat sen... Boka bakar gibi bakıyorsun yüzüme."
          "Üzgünüm ben. Sorun sende değil, sorun benim. Birine hayal kurdurtmak dünyanın en büyük yükü biliyor musun?

yalnizkaldik

Ben o yükün altına giremiyorum, girsem de çıkamıyorum. Bilirsin; bazı adamlar yüzünden cehennem ateşini kalbinde hisseden kadınlar birilerini yakmak için yaratılmışlardır. Üşündüm, hadi içeri geçelim..."
            Avucumu kanattığını hissedince tüm gücümle aşağı fırlattım yüzüğü. Olsun. Zatan sahteydi. Her şey...
Reply

yalnizkaldik

Uğruna heba olunacak bunca şey varken ben sadece seni seçmiştim. İnsan solunda taşıdığını sonunda bulamazsa ne hale gelir bilir misin? Ne acıdır ölümüne severken diri diri gömmek! Belki de hata bende. Çünkü aşk yalancı bir sürme. Ağlayacağımı bile bile çektim gözüme. Aynı denizin farklı kıyılarıyız şimdi seninle.”