Uzun uzun içimi dökmek istesem de sanırım yinede içimde ki kaosu anlatamayacağım. Çünkü öyle bir kaos ki kaçmak için olabilecek her şeyi beynimde kullanıyorum. Olmayan karakterleri konuşturuyorum, güldürüyorum ve onlarla gülüyorum: acı çektiriyorum, ağlamalarına sebep oluyorum ve onlardan akan damla benim gözümden akıyor. Çünkü beynimi bir an olsun susturmaya cesaretim yok. Bir an olsun kendi sesimi dinleyecek olursam derin, uzun bir bataklıkta batan bir tırtıla dönüşecek gibi oluyorum.Birkaç dakika sonra yaşayıp yaşamayacağı belli olmadan çırpınan ve kelebeğe dönüşeceği anların hayalleri için koca bataklıkla savaşan tırtıl gibi hayallerim. Gelecek için hayal kurmaktan ziyade sadece 'gelecek' kelimesiyle boğuluyorum. Gelecekle de boğulurken buraya sığındım.
En son giderken hayallerim için gidiyorum demiştim. Ama sandığım kadar yakın, sandığım kadar ulaşılacak değilmiş. Ajax'tan önce kendimi feda etmeye en başından kabul etmişken anladım ki feda edilecek bir şey yokmuş. Vazgeçmenin anlamı yokmuş.
Haliyle mezuna kalmışken Ajax'a devam edeceğim. Beynim de onun sesi olsun istiyorum. O gülünce gülmek, O ağlayınca ağlamak istiyorum. Ajax'ı yaşatmak istiyorum.