Basketbol oynuyorum evet 12 kişinin su içtiği şişeden su içiyorum, leş gibi terliyorum bilmem kaç kişinin duş aldığı yerlerde duş alıyorum. Yağmurda, karda, kışta antrenman yapıyorum, evet sakatlanıyorum pislik içinde yüzüyorum yeri geliyor. Şimdi siz bunlara ıyyy diyorsunuz ya hani siz hiç çabanızın karşılığını aldınız mı ? O potaya binbir emekle atılan topun "cuk" diye çıkardığı sesi duydunuz mu ? Hiç 5 saniyenin hayatı değiştirebileceğine inandınız mı ? Bunun yanı sıra, kaybettiğinizde rahatça ağlayabilecek bir omuz buldunuz mu ? Hata yapsanız bile arkanıza dönüp baktığınızda bravo diye bağıran insanlar gördünüz mü ? Düştüğünüzde elbet size el uzatacak birinin olduğunu bilerek yaşadınız mı ? Mutluluktan ağladınız mı hiç, peki heyecandan uyuyamadığınız geceler oldu mu ? Zor durumda kaldığınız da annenizden babanızdan önce sizin yanınızda olacak antrenörleriniz, abileriniz, ablalarınız veya takım arkadaşlarınız oldu mu ? Arkadaşınız için başarsın diye veya sakatlandıysa çabucak sağlığına kavuşsun diye dua ederek uyudunuz mu ? Zor şartlarda beraber çalıştığınız ve bundan mutluluk duyduğunuz oldu mu ? Kardeşinizden öte insanlar oldu mu peki hayatınızda ? Bana bir şey olmaz güveniyle yürüdünüz mü yolda ? Siz ağlarken sizi güldürmek için her türlü şebeklik yapan yanınızda olan insanlar oldu mu ? Benim oldu. İşte bu yüzden sizin sadece oyun olarak gördüğünüz, oynayamadığım zamanlarda sinirlenip duvarları yumruklamama anlam veremediğiniz size göre basit olan bu oyuna, basketbola aşığım.