Hayat, sayfalarını kendi çeviren bir defterin, mürekkebi hiç bitmeyen bir kalemle yerine göre mutlulukla, aşkla, heyecanla, korkuyla, ihtirasla, arzuyla dans etmesidir. Kalemi kendimiz tutmadığımız gibi bir sonraki kelimeyi, konulacak noktayı bilemeyiz. Bir satır önce yazılmış isimler hiç gitmeyecekmiş gibi gelir bir sonraki sayfa çevrilene kadar. Altı çizilen kelimelere dönüp bakamadığınız bir defterdir hayat. Geçmişin ağırlığıyla bir önceki yaprağa mıhlanır. Parmağınızı ne kadar ıslatıp, o yaprağı çevirmeye çalışsanızda, geçmiş parmağınızı yakar, parmak kurur ve bir çift kağıt kesiği ile kala kalırsınız. Hiç bitmeyecek sandığınız acılar bir gün bir noktayla silinip atılırken, hiç başlamaz sandığınız tasalar bir 'ama' ile bağlanır cümlenize. Kelimeler peşi sıra koşuştururken birbirinden güzel manzaralarla karşılaşırsınız. Kimi zaman yemyeşil bir söğüt ağacının altında sevdiğinizle cilveleşirken, kimi zaman gri gökyüzü altında kaybettiğiniz yakınınıza ağlarsınız. Yani kelimeler ne çalarsa siz onu oynarsınız. Yarına umutla bakarken bir sayfanın ortasında biter hayatınız.