yoonminmoe

ibrâhîm
          	içimdeki putları devir
          	elindeki baltayla
          	kırılan putların yerine
          	yenilerini koyan kim

yoonminmoe

asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
          	  buhtunnasır put yaptı
          	  ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
          	  güzeller bende kaldı
          	  ibrâhîm
          	  gönlümü put sanıp da kıran kim
Reply

yoonminmoe

güneş buzdan evimi yıktı
          	  koca buzlar düştü
          	  putların boyunları kırıldı
          	  ibrâhîm
          	  güneşi evime sokan kim
Reply

yoonminmoe

ibrâhîm
          içimdeki putları devir
          elindeki baltayla
          kırılan putların yerine
          yenilerini koyan kim

yoonminmoe

asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
            buhtunnasır put yaptı
            ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
            güzeller bende kaldı
            ibrâhîm
            gönlümü put sanıp da kıran kim
Reply

yoonminmoe

güneş buzdan evimi yıktı
            koca buzlar düştü
            putların boyunları kırıldı
            ibrâhîm
            güneşi evime sokan kim
Reply

yoonminmoe

ah Ingeborg,
          ben kor yuttum.
          içimdeki her şey yandı.
          içimde yanacak bir şeyler daha
          var mıdır, Ingeborg?
          daha fazla acı çekemem
          acı çekecek yerlerimi o kor yuttu.
          sen nasılsın?
          sen şimdi “duvarın arkasında” nasılsın?
          bense “hâlâ duymaktayım soluğunu
          bir de hançer gibi sapladığın
          o sözcüğü.”

yoonminmoe

bugünü bitirip yarına başlayamam
          gözlerim sokakların ardına taşamıyor artık
          herkesin güldüğü yerde ben ölüyorum
          yüreğimde anlatılmaz bir kırıklık
          ucu bucağı var mıdır ki bu acının
          günler birbirine ekleniyor, tek bir gün oluyorlar
          artık gecenin ardından sabah gelmiyor
          ve uzun bir kışın ardından bahar
          bugünü bitirip yarına başlayamam
          dün kayboldu, ötesi bir o kadar uzak
          sözcükler taşa dönüşüyor şimdi boğazımda
          çok anlatılmış bir öykü oldu yaşamak.

yoonminmoe

sonra içime ve hatta dışıma kapandım.
          küsmek gibi bir şey.
          bir çeşit gölge fesleğeni.
          bir çeşit olmayan hayat.
          zaten hiçbir şeyi kararında bırakamamak
          ve ortasını bulamamak gibi bir sorunum var benim.
          epeyce göçebe yaşadım, sadece iki valizim oldu.
          bir yığın insan tanıdım.
          ama hep yalnızdım.

yoonminmoe

yüklenmiş kanadına uzak kırların
          ve gecelerin kar ürpertilerini
          taşıyıp gelmiş buraya dek
          hâlâ uğulduyor ürkek göğsünde
          dağ başlarının çelik fırtınaları

yoonminmoe

şimdi biliyor artık yalnız kuş
            biliyor ki artık gecikmiştir
            yolcular varmıştır varacağı yere
            anlıyor ki şimdi yalnız kuş
            yalnızlık yanlışlığın ilk adımıdır.
Reply

yoonminmoe

sessizce çekilmiş dostların arasından
            bir yanlışı sürdürmenin ortasından kendince
            ayrımına bile varılmamış o yangın günlerinde
            ama üşüyor şimdi kar fırtınasına tutulmuş
            gibi üşüyor yalnız kuş
Reply

yoonminmoe

bir yalnızlık mıdır bunca çoğaltan
            acıyı ve biberli yanılgıyı
            ve bir yalnızlığı kabullenmek midir
            inceden ve usuldan başlatan
            yürekte burgaçlanan sancıyı
Reply

yoonminmoe

telefon teline tünemiş bir serçe
          başını sokmuş kanatlarının altına
          telefon telinden kayarak yağmur damlacıkları
          damlıyor yere

yoonminmoe

telefon teline tünemiş serçe
            çıkarıp başını kanatlarından
            pırr diye uçuyor göklere
            telefondaki seslerimiz tutuşup el ele
            uçuşuyoruz havai maviliklere
Reply

yoonminmoe

sesinin bulutlarından çıkıp açıyor güneş
            o oğlan çocuğu sesinle gülüyorsun
            birden ısınıyor sesin
Reply

yoonminmoe

ılıtıp yüreğimdeki sözcükleri
            dün gece sana rüyamda söylediklerimi
            bir bir öperek yineliyorum
Reply