
ywvskkpc
Link to CommentCode of ConductWattpad Safety Portal
yks senesine girdik de abicim bana kimse karantinaya donuyorsun dememisti bu nasil is

ywvskkpc
yks senesine girdik de abicim bana kimse karantinaya donuyorsun dememisti bu nasil is

ywvskkpc
istanbulun en güzel kızları

ywvskkpc
kakalak ne komik kelime amk kakalak amk orospu çocuğunu anlarim pici anlarim essek bile okeu kakalak ne rospu cocuklariOAJWIEIAOJEOENJBKSJDOEJEKENDKEDM

ywvskkpc

ywvskkpc
Nietzsche sancılı bir adamdır. Anlaşılmak ister. Ancak kendisini anlamaktan dahi acizdir. Bu sebeptendir çelişkilerin adamı oluşu. Tutkusudur kalemi. Çünkü zayıflığı yoktur eleştirilerinde. Güç ondadır. Anlayan yoktur. Yazıp döker. Kafayı yer. Zordur duvarla konuşması. Özensiz yazar düşüncelerini. Öyle ya nasıl olsa dinleyen yoktur. Temellendirme gereği duymaz. Acıdır ki insandaki tutkuyu öldürür bu yalnızlık. Aslında zeki adamdır. Iyi gozlemcidir. Ne var ki gerçeğe yakın olduğu kadar uzaktır. Suya kısa süreli dalışındandir bu. Derini göremez. Gerçeği göz ardı eder. Çünkü görülmemiş gerçek basitçe yoktur. Düşünebilecegi kapasitede bilgiyi depolar. Zeki olduğu kadar algıda seçiciligi onu aptal kilan bir özelliktir.

ywvskkpc
@tilkii- en başında kendini anlamayı beceremiyor bana sorarsan. insan düşüncelerini tam anlamıyla temellendirirse, düşüncelerindeki parçaları fazla ya da eksik kalmayacak şekilde birleştirirse kendisiyle celişmez. O kendi ilizyonuydu. Tanrısı gibiydi ve bu tür şeyleri her ne kadar mantıkla bulduğumuz söylense de inançlarimiz geciyor onumuze bir noktada. Kendi utopyalarinda yaşasınlar dursunlar.
•
Reply

ywvskkpc
Ne komiktir bu filozoflar. Birbirlerini çürütmeye çalışırken aslında birbirlerini tamamlarlar. Hele Nietzche. Trajik insanı vahşi ve içgüdüsel doğasıyla kabullenmistir. Fakat bunu aşmak ister. Hâlbuki insanı aşmak arzuları aşmaktir. Bunu isteyisi bile bir arzu iken bir hayvanın bunu yapması beklenemez. Aynı zamanda çelişkilerin adamı olmasına rağmen çelişkilerin bir diğerini var ettiğinden bihaberdir. Buradaki yaşama değer biçer, gülmeyi öğütler. Fakat gülmek ağlamadan mümkün değildir. Ac gözlülügu eleştirir. Hani der ya bilgi açlığı insanı sefalete sürükler diye. Al sana algıda seçicilik! Sonra aynı adam üst insana ulaşmayı hedefler. Komedi.

ywvskkpc

ywvskkpc
@tiIkii- Elestiriye açığım beni yanlis yorumlama. Öncelikle haklı olabilirsin pek yazı yazan birisi değilim. Üstelik karakter bana ait değil Piyanist filmindeki ana karakterterin bir sahnesi. Ve merak ediyorum sende neden bu izlenimi uyandırdım

ywvskkpc
Gördüğü şey üzerine gözbebekleri şaşkınlık ve özlemle büyüdü. Kalbinin heyecanla çarpışı kulaklarını sağır ediyor, damarlarındaki kan vücudunu terk etmeye çalışırcasına akıyor, titremesine sebep oluyordu. Dolu gözleriyle hayal olmasından, dokununca kaybolacak olmasından korkar biçimde ürkek bir adım attı; hayatına anlam vermiş, yaşamını değerli kılmış, dile dökemediği kelimeleri tuşlarında bulmuş olduğu piyanoya. Dudaklarında acının verdiği bir tebessüm beliriyordu parmakları uzun süredir konuşturmadığı tuşlarla buluşurken. Kaç sene olmuştu hatırlamıyordu. Savaş başladığından bu yana yalnızlığın ve dile getirilemeyen sözlerin içinde yarattığı ağırlık tek oturuşta konuşulabilecek bir münasebet değildi. Nereden başlayacağını bilmez mahçup bir edayla yavaşça yerini aldı sandalyesinde. Aklı ne çalacağını düşünürken parmakları bağımsız bir şekilde çoktan notaları vurmaya başlamış, yaşamın toprağa gömüldüğü bu harabeye dönmüş şehirde yeniden canlılığın kıvılcımını tutuşturmuştu. Keder ve çaresizlikle sarılmış bu melodi feryat edercesine dökülüyordu gözlerindeki yaşlar gibi birer birer. Sonunda. Sonunda diye haykırdı içinden. Kimsesiz bir adamın dert ortağıyla olan iletişiminin, birlikte sarılıp ağlaşmalarının sesiydi bu nameler.