zaafIar

dün görüşemedik. iki yüzyıl görüşememişiz gibi geldi. ve üç yüzyıllık göresim geldi seni.

zaafIar

biz gideni çok abarttık, hafız. mesela; annemi de üzdüler ama sabah kalkıp kahvaltı hazırladı. sen bana bakma, ben fazlaca çok sevmiştim. kalbimi sikeyim ki hala çok seviyorum fakat sessiz kalıyorum. şimdi ne zaman umut eksem tütün biçiyorum. o isterse hiç gelmesin, kendim sarıp kendim içiyorum. sigarayı bırak diyorlar. ben sigarayı bırakamam. bilirim bırakılmanın acısını ama onlar bilmiyorlar böyle bırak bırak diye söyleniyorlar. şarabı da sevmemiz üzüme düşkünlüğümüzden değil ki, biz hep ezilenden yanayız. şimdi ben dünyada kalan son su birikintisi olsam, içmezdi. o derece sevmedi beni.  neyse, her neyse; konumuz bu değil hafız. bazı umut verip giden orospu çocuklarını karşıma alıp. naber dedikten sonra; gösterdiğimiz fazla ilgi ve sevgiden dolayı özür dile, atmosfer dışına çıkan götünüzün bir an önce dünyaya inmesini temenni eder, teşekkür ederiz demek istiyorum.

zaafIar

-sen konuşmayı bilmiyorsun ha.
          
          +niye abi?
          
          -kelimeleri ya yutuyorsun ya kısık söylüyorsun ya da hiç söylemiyorsun. öylece bakıyorsun. bak. bak abim geçen elin kesildi, yarık açıldı yarık. ağzını açıp tek kelime etmedin. o bezi sardın öyle eline. kanaması dursun diye sigara bastırdın yaraya. yine tek kelime etmedin. şimdi kucağında yavrun ölmüş gibi bakıyorsun, evin barkın çökmüş gibi kambursun. yine tek kelime lan. tek kelime etmiyorsun. ağlamıyorsun. abim, bir şeyler yap lan.
          
          +abi. bana konuşarak anlaşılmayı öğretmediler ki. ben de beceremedim o işi. kaldım öylece. özür dilerim.

zaafIar

bir sefer mutfakta tencere tava arasında ağlarken görmüştüm onu. alakasız yerlerde ıstırap çekmek ıstırabı ikiye katlar. bir mezar başında ağlamak çok daha makuldür, kimse neden diye sormaz.

zaafIar

bir boka yaramaz zaman. oturursun kıçının üzerine, dalgalarıyla kayalıkları döven bir sahil kenarında ciğerine dolan gökyüzünü hazmetmeye çalışırsın güçlükle. derdine derman olabilecek insanların zerre umrunda değilsindir. bir başına kalmanın zorluğunu, yalnızca bir başına kalanlar bilir. eğer her gece sol kaburganın yerinden sökülecek gibi olmasına dayanamıyorsan bu hayattan toz duman gibi geçip gideceksin oğlum, arkanda ne bıraktığına bile bakmadan. gelip geçici olmamak için yapacaksın bunu. o zaman değerin oluyor, o zaman kıymete biniyorsun. iyi bilsinler, kötü bilsinler. sen kendini bil kâfi. her söyleneni, her duyduğunu takıntı haline getirmen senden başkasını üzmez. senden başka hiç kimseyi üzmez. hiç mi hayallerin olmadı, hiç mi bir beklentin olmadı diyeceksin bu cehennemde, elbet oldu. ben artık sadece daha az yansın istiyorum canım, artık bir hayalim yok. sadece yastığa başımı koyduğum an sabaha her şeyden soyut bir şekilde yirmi ikinci rüyamı görmüş olarak uyanmak istiyorum, kül olmam kimsenin umurunda değil.

zaafIar

ısıttığım sütü cezvede unuttum. okuduğum kitap yarım, balkonun kapısı ise aralık kaldı. dolabın bir köşesinde tek dal sigara, o defterin arasında bir tutam saç, yatağın altında ise anlamsız birkaç mektup saklı. satır aralarında kendimden bir parça bulduğum kitaplarda da yapraklar kuruttum. yaşamdan izler taşıyan bir dolu şey varken ben,, nefes aldığımı en çok dizimdeki kesiklere bakarken fark ettim.

zaafIar

giderken kedinin başını okşa.
Reply

zaafIar

kar kürelerinin tozunu al, aynada parmak izlerini bırakma, mumları üflerken dilek tutmayı unutma,
Reply

zaafIar

1 artı 1 hiç eder, ellerim hep soğuktur, dizler morarmaya mahkûmdur ve dudaklarını ısırma yoksa yara olur.
Reply