zaafIar

hasretim ben sana deli gibi hasretim

zaafIar

donmuş göz yaşlarım eridi tek bir lafınla
Reply

zaafIar

bulamazsın kendini daha derinlerde ara 
Reply

zaafIar

buna şu an karar verdim evet
Reply

zaafIar

hasretim ben sana deli gibi hasretim

zaafIar

donmuş göz yaşlarım eridi tek bir lafınla
Reply

zaafIar

bulamazsın kendini daha derinlerde ara 
Reply

zaafIar

buna şu an karar verdim evet
Reply

zaafIar

“Genelde hep çirkin adamları sevdim” dedim parmaklarımın arasında kaybolan izmariti kül tablasına bırakırken. “çünkü” diye devam etmek istedim ama sözümü kesti bir anda; “Çünkü kalpleri güzeldi, dış görünüş önemli değildi senin için? Ya da aşk gözünü kör etmişti?“ 
          Paketten çıkardığım son dalı da onu küçümseyen bir tebessüm eşliğinde ateşe verdim "Bunları filmlerden, kitaplardan falan mı ezberledin sen?” diye sordum. muazzam bi gülüşü vardı. O gülüşün dikkatimi dağıtmasına müsaade etmemek için bir nefes aldım sigaradan. Sigarayı her çekişte gözlerimi yummak gibi bir alışkanlığım olduğu için kendime minnettardım. Kül tablasındaki izmaritlerle oynamaya başladım ve ardından kestiği sözüme devam ettim “Çünkü senin gibi karizmatik, yakışıklı veya genel bir tabirle güzel adamların etrafı kalabalıktır. Gülüşü ışık saçan adamların etrafında pervane böcekleri olur bir bakıma. Benim sevdiğim adama pervane olamaz annesi dışında hiçbir kadın. Ve bak, öyle adamların hayatından çıkarsan dağılmazlar kolay kolay. Çünkü sen okyanustaki bir balıksındır, senin dışında binlerce balık vardır onun okyanusunda. Karnı elbet doyar. Kalbiyse muamma. ama bunu umursamaz. Çünkü güzel adamlar geç olgunlaşırlar.” Sözümün bitmesini zar zor beklemişti. Son cümlemin ardından çok ciddi bir ifadeyle “Katılmıyorum. Genelleme yaparak istisnaları nasıl yok sayabilirsin anlamıyorum. Hem o sevdiğin çirkin adamlar sevgine layık olsalar adamlar diye bahsetmezdin, bir kişiyi severdin.”

zaafIar

Ağzımdaki dumanın tamamını yavaşça üfledikten sonra yüzümü ona çevirdim “Bir kadın birçok kez sevebilir canım, ama bir kez aşık olur. Ona aşık kalır. ona aşık ölür. Ona aşıkken –şayet o gitmişse– başkasıyla da evlenebilir. yarası kabuk bağlamışsa elbet yeniden sevebilir. Çünkü…” yine sözümü kesmişti. Kesmeseydi: “Her kadın bir ömür bir adama aşık kalır ama o adam giderse bir ömür o aşka sadık kalmaz. Aşıkla sadık her zaman aynı kişi olmaz. kadınlar yuva diler, evlat diler, toplum bazen buna iter.” diye devam edecektim. O konuşuyordu ama dinlemiyordum. Sözümü kesmeseydi dinlerdim. Ben içimden cümlelerimi devam ettiriyor, kendimi dinlerken hafiften onun söylediklerine de kulak kabartıyordum. Tüm söylediklerini özetleyecek olursak “Siz kadınları anlamıyorum.” klişesini giyinmişti birden zırh misali. Halbuki savaş bitmişti, en azından benim açımdan. "Biz sizi anlıyoruz da n'oluyo canım benim? Hem anlamanı umarak konuşmadım ki.” demiştim; senin gibi güzel adamlar geç olgunlaşır. Benimle aynı pencereden, bilmem kaç yıl sonra bakacaksın.” Benden üç yaş büyük olmasına karşın büyüklük taslıyor oluşumdan rahatsızdı. Yüz hatlarından okunuyordu ne denli bozulduğu. tek kelime daha etmedi. onu gülmesin diye bozmamıştım ama iyi ki gülmüyordu. Elimdeki sigaraya gözünü dikti. Yüzü hala asıktı. Birden kalktı, ceketini giydi ve gitti. Oysa bir saat önce bana aşıktı. Öyle söylemişti yani. 
            Sigarayı söndürdüm. Düşündüm; iyi ki bir kez daha gülmemişti. Yoksa aşık olacaktım. Yoksa gardımı indirecek, belki sarılacaktım. Ve o bugün olmasa yarın kaçacaktı. Çünkü ben onun için; okyanustaki bir balıktım.
Reply

zaafIar

biz gideni çok abarttık, hafız. mesela; annemi de üzdüler ama sabah kalkıp kahvaltı hazırladı. sen bana bakma, ben fazlaca çok sevmiştim. kalbimi sikeyim ki hala çok seviyorum fakat sessiz kalıyorum. şimdi ne zaman umut eksem tütün biçiyorum. o isterse hiç gelmesin, kendim sarıp kendim içiyorum. sigarayı bırak diyorlar. ben sigarayı bırakamam. bilirim bırakılmanın acısını ama onlar bilmiyorlar böyle bırak bırak diye söyleniyorlar. şarabı da sevmemiz üzüme düşkünlüğümüzden değil ki, biz hep ezilenden yanayız. şimdi ben dünyada kalan son su birikintisi olsam, içmezdi. o derece sevmedi beni.  neyse, her neyse; konumuz bu değil hafız. bazı umut verip giden orospu çocuklarını karşıma alıp. naber dedikten sonra; gösterdiğimiz fazla ilgi ve sevgiden dolayı özür dile, atmosfer dışına çıkan götünüzün bir an önce dünyaya inmesini temenni eder, teşekkür ederiz demek istiyorum.

zaafIar

-sen konuşmayı bilmiyorsun ha.
          
          +niye abi?
          
          -kelimeleri ya yutuyorsun ya kısık söylüyorsun ya da hiç söylemiyorsun. öylece bakıyorsun. bak. bak abim geçen elin kesildi, yarık açıldı yarık. ağzını açıp tek kelime etmedin. o bezi sardın öyle eline. kanaması dursun diye sigara bastırdın yaraya. yine tek kelime etmedin. şimdi kucağında yavrun ölmüş gibi bakıyorsun, evin barkın çökmüş gibi kambursun. yine tek kelime lan. tek kelime etmiyorsun. ağlamıyorsun. abim, bir şeyler yap lan.
          
          +abi. bana konuşarak anlaşılmayı öğretmediler ki. ben de beceremedim o işi. kaldım öylece. özür dilerim.

zaafIar

bir sefer mutfakta tencere tava arasında ağlarken görmüştüm onu. alakasız yerlerde ıstırap çekmek ıstırabı ikiye katlar. bir mezar başında ağlamak çok daha makuldür, kimse neden diye sormaz.

zaafIar

bir boka yaramaz zaman. oturursun kıçının üzerine, dalgalarıyla kayalıkları döven bir sahil kenarında ciğerine dolan gökyüzünü hazmetmeye çalışırsın güçlükle. derdine derman olabilecek insanların zerre umrunda değilsindir. bir başına kalmanın zorluğunu, yalnızca bir başına kalanlar bilir. eğer her gece sol kaburganın yerinden sökülecek gibi olmasına dayanamıyorsan bu hayattan toz duman gibi geçip gideceksin oğlum, arkanda ne bıraktığına bile bakmadan. gelip geçici olmamak için yapacaksın bunu. o zaman değerin oluyor, o zaman kıymete biniyorsun. iyi bilsinler, kötü bilsinler. sen kendini bil kâfi. her söyleneni, her duyduğunu takıntı haline getirmen senden başkasını üzmez. senden başka hiç kimseyi üzmez. hiç mi hayallerin olmadı, hiç mi bir beklentin olmadı diyeceksin bu cehennemde, elbet oldu. ben artık sadece daha az yansın istiyorum canım, artık bir hayalim yok. sadece yastığa başımı koyduğum an sabaha her şeyden soyut bir şekilde yirmi ikinci rüyamı görmüş olarak uyanmak istiyorum, kül olmam kimsenin umurunda değil.

zaafIar

ısıttığım sütü cezvede unuttum. okuduğum kitap yarım, balkonun kapısı ise aralık kaldı. dolabın bir köşesinde tek dal sigara, o defterin arasında bir tutam saç, yatağın altında ise anlamsız birkaç mektup saklı. satır aralarında kendimden bir parça bulduğum kitaplarda da yapraklar kuruttum. yaşamdan izler taşıyan bir dolu şey varken ben,, nefes aldığımı en çok dizimdeki kesiklere bakarken fark ettim.

zaafIar

giderken kedinin başını okşa.
Reply

zaafIar

kar kürelerinin tozunu al, aynada parmak izlerini bırakma, mumları üflerken dilek tutmayı unutma,
Reply

zaafIar

1 artı 1 hiç eder, ellerim hep soğuktur, dizler morarmaya mahkûmdur ve dudaklarını ısırma yoksa yara olur.
Reply