Ah be güzelim, yașımız aynı sayılır, beș ay sonra on dokuz olacağım. Biliyor musun? Evlilik bu hayatta korktuğum tek hadise ve karșı olduğum tek durum küçük yașta büyük sorumluluklara terkedilen kız çoçukları. Nerede görsem içim acıyor sanki o durumu ben yașıyormuș gibi hissediyorum çünkü bana göre evlilik zorunlu bir mühessese değil ve istenmiyorsa olmaz. Eğer olacaksada bunun bir yașı var, on altı evlilik için çok küçük, henüz sen çoçuksun nasıl olurda bu yașta bunca sorumluluk yüklenir omuzlarına? Üstelik bebegini kaybetmek, nasıl dile getirilir bunca acı bilmiyorum sadece kızgınım, öfkeliyim senin adına sana bunları mübah görenlere. Burada kimseye açamadıklarını bize açman çok güzel..çok özel. Yalvarırım vazgeçme, sana bu hayatı mübah görenlere rağmen ayakta kal ve mücadele et çünkü buna bebegin için mecbursun. Sen ailen gibi olma olur mu? Kızını küçük yașta bir başkasına mecbur etme, ona başka ellerin dokunmasına izin verme, ne olursa olsun ona çoçuk gibi bak, bırak çoçukluk yapsın, șımarsın, ama hiç tanımadığı bir adama mecbur kalmasın bunun ne demek olduğunu en iyi sen bilirsin. Seni tanımıyorum ama bir kaç kelime ile yanında olduğumu hisssetirmek istedim, ihtiyacın olursa buradayım, elimden geldiğince yardımcı olurum. Hayatım boyunca affetmeyeceğim çoçuk gelinlerin katillerini, affedemiyorum..evlilikten bu kadar korkan biriyken mecbur bırakılmayı hayal dahi edemiyorum. Ölüm gibi, defalarca öldüğünüde biliyorum ama..kelimelerim tükeniyor çünkü hiç kimse senin çocukluğunu sana geri veremez, geçen o yılları telafi edemez. Kızına sarıl, ne zaman düșücek gibi hissedersen onun yanında bul soluğu ve iyileșmeyi dene, onun için. Yaralarını onunla iyileștir..sevgilerimle.