Her bahar gelirdi kuşlar, her sonbahar giderlerdi. Bu döngüyle kök saldım ben toprağa...  Her Mayıs açardı çiçeklerim, her Ekim kururdu dallarım, çiçeklerimi bekleyerek büyüdüm ben...
Büyüdüm belki; dallarım uzadı , gölgem genişledi, gövdem kabuk bağladı belki. Ama her gelen baharda, gölgemde koşuşturan çocuklarla çocuktum ben... Her kışı sabırla geçirirken yeterince olgun, her yaz çiçeklerimle göz kamaştıran bir gelindim. Her sonbahar aşığını uğurlayan ama kokusunu saklayan sevgiliydim ben...
Bir aileyi sarıp sarmalayan genişçe gölgeme rağmen, görüp de söyleyemediklerimin ağırlığını ancak taşıyordu kalın gövdem...
Yine bu sabah güneşin doğuşuyla sıyrıldım düşüncelerden. Bir çocuğun gövdeme sarıldığında içime dolan sıcaklıkla eş ısıtıyordu güneş havayı. Her şafakta bıkmadan siliyordu gecenin gizemini... Her akşam aynı döngüyle çekildiğinde siyah perde gökyüzüne, girdiğinde çoğu insan yatağına ve daldığında düşlerine, ben kol kanat gererdim sırlara; saklı kalanlara ve saklı bırakanlara. Ürksem de geceleri kaçmaz, üşüsem de serin rüzgarla ürpermezdim. Derdini anlatan herkesin sırdaşı, sadık Ihlamur'dum ben...
  • JoinedJune 5, 2015


Last Message
zeynepsizlikler zeynepsizlikler Aug 28, 2015 09:47PM
"Planetsobad "diye bir kullanıcı vardı bir zamanlar... Beni Aya Fısılda adlı da bir kitabı. Çok güzeldi, çok kaliteliydi ama kitabı da profilini de silmiş ... Burdan görüyorduysa yazdıklarımı, pes et...
View all Conversations