zihnimdeparadoks

sonra oturuyorsun bir köşeye etrafı seyrediyorsun. her şey derli toplu bir tek sen paramparçasın. 

zihnimdeparadoks

bir tek paramparça olan benim, ne acı. 
Reply

zihnimdeparadoks

canımdan kaç can gitti saymadım o gece. kendimin en kıyısında ve kendimin en ücrasında gaseyanlarımın çaresizliğiyle koştum.

zihnimdeparadoks

kendimden kaçtım, bendeki senden, göğüs kafesimin içindeki o mezarlıktan kaçtım. dizlerimin üzerine çöktüm sonra. yol bitti, yol bitince eve döner insan hep. 
Reply

zihnimdeparadoks

sadece bir gece gelemez misin kaptan. içinde nefretle gelsen de olur. yüzüme tükürmek için gel, ama gene de gel. acıdığın için gel, ama gene gel. dalga geçmek için bile gelsen kabulüm kaptan. 

zihnimdeparadoks

nefretle hatırla, ama hatırla. unutma kaptan. ben unutulmayı hak edecek bir kadınım, ama sen bana hak ettiğimi lâyık görme. ansızın. sadece bir gece. 
Reply

zihnimdeparadoks

içtiğin sigaralardan sadece birini bir gece benim için yak ve gel. ansızın. sadece bir gece. kaptan, dünya umrumda değil ama sen tarafından unutulmak çok ağrıma gidiyor. 
Reply

zihnimdeparadoks

insanlar unutur, unuttu kaptan. ben unutmadım. geldiğinde yaptıklarımı bilsen acır yüzüme tükürürsün. buna bile razıyım. gelişin gidişine gebedir bilirim, gitmen önemli değil bir kere geri gel. ansızın. sadece bir gece. 
Reply

zihnimdeparadoks

kendine sırt dayamış makasın yüzünü öpmek. insanlar allah'ın kör bıçagıysa, sen ademin damarlarındaki yasak meyvesin birtanem. sonunun cehennem olduğunu bildiğin hâlde, karşı koyulamayacak kadar. 

zihnimdeparadoks

ve hiçbir davamın avukatı kalıcı olmadı. beni binlerce kez bağışla, çünkü ben bi' kavganın yazgısında, yine kendime yenildim. 
Reply

zihnimdeparadoks

çocukluğum dikişi yırtılan bir yama gibi önümde. ne bir adım ileri gidilir ne de geri. sahipsiz dikenlerim dönüp dolaşıp yine bana saplandı 
Reply

zihnimdeparadoks

can alıcı yeşillerin ve namlunun gözüne yaslanan kahvelerim. diyorum ki, ölmeden de kefenin üstüne serilir. ben bi' şiirin en yanılgılı yerinden. ama seni imkânlar kaçırıyor benden 
Reply

zihnimdeparadoks

bir gün ışıksız rüzgârsız bir sessizlikle geldi. gideceğim, dedi. burada üşüyorum. dünya ağır. insan korkunç. inanacak gücüm kalmadı. 

zihnimdeparadoks

seni sevecektim. söyleyemedim. gidince mi? yalnızlık benden önce gidecek, biliyorum. belki filizlenen bir taş... bir yerlerde. 
Reply

zihnimdeparadoks

her şeye bulantıyla bakıyorum. güzellik yıkıcı. hiçbir inceliğe inanmıyorum. bir sonsuz kum içinde bir yıldız rüyasıyım. 
Reply

zihnimdeparadoks

cânımın evi. 

zihnimdeparadoks

senin adın ağzımdan çıkarken, dünyanın en güzel kirpikleri yan yana diziliyor. sanki denize bakar gibi gülümseyişin takılıyor ellerime. sen geliyorsun, ben kalamıyorum kendimde. 
Reply

zihnimdeparadoks

beş yüz yıldır seviyormuş seni kalbim, içimdeki eşyalar yer değiştiriyor. sen geliyorsun herşeyi unutuyor aklım. aklım güzelliğini almıyor. 
Reply

zihnimdeparadoks

bütün kötüler şehri terk ediyor ve hiçbir kötülük barındırmıyor yurdumda. sen geliyorsun mahallemde çocuklar koşturuyor. en güzel şarkıları dinliyorum seninle konuşurken. 
Reply

zihnimdeparadoks

gamsız değil, kalenderim ben ihsan. umursamaz tavırlarıma aldanıp peşine verme hükmünü. derdim büyükse ne olmuş, ne olmuş acılarla yüklüyse omzularım? 

zihnimdeparadoks

hayaller kurarak dertler seçiyor, ektiğimizi biçiyoruz. somurtma hemen be ihsan, az gülüp çok ağlasak da biliyoruz: acının dahi ölüm karşısında bir lütuf olduğunu seziyoruz. 
Reply

zihnimdeparadoks

gamsız değil, kalenderim ben ihsan, ne olduğumu anladığımdan beri bu böyle. geçiyoruz çünkü içinden, hayır, zaman değil geçen. 
Reply

zihnimdeparadoks

ama kızmamalı hayata, o bir armağan. onu parçalayan bizim ellerimiz. dünyamızı da kaderimizi de aynı eller parçalıyor be ihsan, bilinç tehlikeli şey. 
Reply