zoelves

https://youtu.be/mQNKvpY8-Wo
          	akhilleus ve patroklos hissi veren güzel çocuklar.

zoelves

O gün gelsin, hazırım; er geç gelirse o gün 
          Kusurlarıma bakıp kaşını çatacaksın,
          Aşkının değerine ters düşecek gördüğün,
          Bu uyuşmaz hesabı silip kapatacaksın.
          O gün gelsin hazırım; el gibi geçersin ya,
          O güneş gözlerinle, selam bile vermeden;
          Aşk bürünmüştür artık bambaşka bir kılığa,
          Asık suratın için bulursun bir çok neden.
          O gün gelsin, hazırım, alıştırdım kendimi:
          Değerim, hakkım budur diyerek bile bile,
          Kendime karşı tanık, kaldırırım elimi 
          Ve savunurum senin haklı özrünü şöyle:
          "Zavallı ben'i bırak, yasalar senden yana,
          Gerekçe gösteremem bana sevgi duymana."
          
          

zoelves

Sevgili Luna, 
          
          Ben biricğin iris, son zamanlarda hiç mektuplarını almaz oldum ellerin mi acıyor yoksa postacı hala şehrine ulaşmadığından mı yazmıyorsun bana,biliyor musun şehrimin her bir yanı çiçeklerle dolu bolca yağmur yağıyor ışıkların olmasaydı hiç bir şekilde büyümezdi çiçeklerimiz minnet doluyum hem tanrıya hem de çiçekler dikmemi söylediğin için bana bu fikri verdiğin için,duydum ki şehrinin her bir yanı ayçiçekleriyle doluymuş,çocuklar koşturuyormuş, insanlar ah onlar onları bilemiyorum ama çocukların mutlulukla şakıdğını bilebiliyorum ama sen lunasın değil mi senin şehrin senin zihninde berrak sular, sıcak esintiler, ayçiçek tarlaları ve güzel insanlar olur onların güzellikleri aynı dikilen çiçeklerin köklerinden gelir inanıyorum sana,fanchone yağmuru şehrimi burayı özlüyor musun? Bazen keşke burada olsan diyorum bu şehir bazen beni çok üşütüyor fanchone bu sebeptendir ki gelmeni dört gözle bekliyorum, uykularıma geliyorsun ama hiç bir yerden sızmıyor ışıltın oysa bu yolu sadece sen biliyorsun sadece sen öğrendin senin ışıkların gitmişti,güneş giriyor mu şehrinin her bir köşesine? Ya yüreğin hatıraların, geçmişin sana ışık vermez ki  seni uyarır seni kendinle yüzleşmeye çağırır, o yüzden gerekirse çiçeklerinden gelsin ışık ama yüreğinde her an yağmur yağmasın senin soğuğa değil sıcağa ihtiyacın var alışmadın alışmak istemedin velhasıl kelam dilerim iyisindir Fanchone,bana çiçeklerinden yolla bende sana tohumlarımı vereyim kendine şehrine güzel bak rüyalarıma gelmeye devam et.
          
          /Fanchone ve Ayame kendi ütopyalarını hayal ediyorlar mektuplaşıyorlar./

zoelves

Ayame annesinin günlüğünün bir kısmını okumuş, ancak asıl sorunundan uzaklaşmış bambaşka sorunları düşünmeye karar vermişti.Bilmediği bilmediğimiz öyle çok kaos, karmaşa, gürültü vardı ki ayame bunları düşünmek istese de eli kolu bağlı kalıyordu o da mektup yazmaya karar verdi, Fanchone onun tek sırdaşıydı mektup dostuydu.Ayame  bugün için zihninde bir şehir hayal etti, annesi gibi ona öğrettiği gibi ve bunu Fanchone ile konuşmak istedi.Odasına doğru emin adımlarla ilerledi pencere kenarındaki masasına oturdu, elin kalemini büyük düz defterini alıp yazmak için bekledi zihnini kelimelerini toparladı.

zoelves

put gibi duruyordun, ellerin utangaç bir şekilde önünde duruyor çehrende hiç gelmeyen bir yaz duruyordu, yazı sevmiyor olmalısın güneşi,kuru bedenleri, eriyecek ruhları, kafanda bir dünya var ah ne kadar havalı kimseyi o dünyaya almıyorsun ve hep yağmur yağıyor,kar yağıyor, bulutlu her bir tarafı buna rağmen özel bir formül ile yaşıyor oradakiler acaba bana bir yer bulabilir misin korkuyorum, bilemiyorum ne yapacağımı insanlar çok kokrutuyor beni. Sende bir insansın, senden de korkmam gerekir ama beni çekip çıkarmanı çok istiyorum olduğum kaldığım yerden, sen de bir insansın ve bir insan dünyayı değiştirebilir, korkuyorum görülmekten daha fazla görülmekten bana bir pelerin verir misin o pelerinin içinde ağlamama izin vererek sonra beni sakinleştirir misin  beni dünyanın silüetine karışmış bir çadıra yerleştirip eve götürür müsün nefes aldığım bu yer gitmek istediğim yerle aynı ancaak ben nefes almaya korkuyorum, gideceğim yerde de korksam bile orada evim olsa bile bana yalan söyleyip götürür müsün,belki de yalandan bir rüyaya ihtiyacım vardır rüyalar gerçek olmasa bile ve yalan olsa bile sanki gerçeklermiş ve yaşanıyorlarmış gibi hissetmekten alıkoyamıyorum kendimi,hadi bana her an yağmur yağan şehrinde göğe huzurla baktığın yere yakın bir yer ver, sanki senelerce kulaklarım sağırmış görmüyormuşum gibi, eğer şehrine gitmek istemiyorsan sana zihnimin kapılarını açayım güneşi sevmesen bile mor çiçeklerle dolu bir gün batımında olan bir yaylayı anlatayım eski vakitlerde yaşamış bir yazar olduğu yalanına inandırayım seni sen inandığında yalnızlığım gitmiş olur.

zoelves

kendi yazdıklarımı anlayamadığımı yazdıklarımın hepsini anlık yazdığımı fark ettim garip hepsi yaşadığım günler gibi ne zaman olduklarını anımsıyorum ama o zaman hissettiklerim bambaşka her sayfa farklı geliyor yani ulan ben yazdım ama yabancılaşıyor.

zoelves

sayfa üç,
          
          ayame, zihninin apartmanında ona iyilik olarak orada olan karşı komşusuyla konuşuyor.
          
          fanchone her saat her dakika göğe bakma isteğimi zapt edemiyorum öyle ki artık yere bakmak anlamsız geliyor başımın üstünde sahte bir cennet duruyor ve ben zamanımı bir kutu içerisinde belirsizliğin gelmeden hissettiren varlığıyla savaşıyorum, gökyüzü ilk defa böyle güzel geliyor , görmeyi unuttuğumdan mı yoksa gözlerimi korkusundan gözlerini açamayan bir çocuk hissiyle kapattığımdan mı bilmiyorum, bana öğret kurumamak için direnen köklerime kelimelerinle can ver insana muhtaç olmaktan nefret edip böylesine bir bedende hala yaşayan bana can ver ya da gaz yağına bula tutuştur ruhumu.

zoelves

sayfa iki,
          
          _
          
          ayame ve fanchone'un bir olmuş karmaşıklıkları zihinlerindeki ütopyaları biliyorlar ancak onun gerçekliğinin olmadığını bilmek onları yoruyor.
          
          
          "Fanchone, bu ütopyalar bir hiç için var değiller değil mi? Olmamalılar lütfen bir hiç uğruna var olmuş olmasınlar. Neden böyle konuştuğumu soracaksın bana, yaşamak korkunç bir yük gibi geliyor oysa bunlara rağmen gün doğuyor batıyor duymuyor bile ama ben düşünmeyi çok severken düşünürken acı çektiğimi hissediyorum insan çok düşündüğünde bedeni de yoruluyormuş bilmiyordum Fanchone, öyle güçsüz hissediyorum ki hiç bir güç beni bir şeyleri isteyerek yapma isteğine itemiyor emir veremiyor, ismimi unutmak istiyorum uyumak istiyorum günleri izlemek istiyorum ama zorluk çabalama olmadan sadece olduğun yerde sayarsın biliyorum ne olduğum yerde olduğum yerde sayabiliyorum ne sayı basamaklarına gitmek istiyor ayaklarım acı verici bir vicdan azabı boş bir yükle acım varmış gibi davranıyorum hiç bir şeyim yok iken."