Sıradaki kişi: Ben.
Hocaların hakkımdaki düşüncelerini bir yöne çekmeyi seviyorum ama kötü yöne. İyi biriysem bile bunu bilmelerini istemiyorum çünkü gösteriş yapmak, yapmaya çalışmak ve yapılması midemi bulandırıyor. Coğrafyacı, edebiyatçı, tarihçi ve daha nicesi. Onların gözünde kapitalist düzenin içinde kaybolmuş biri imajı yaratmak beni tatmin ediyor. Kendi düşüncelerimi tam yansıtmamak ve saklamak en güzeli. Kendimi sadece çok değerli olanlara açıyorum, binbir şüpheyle. Dışarıdan görünmeyecek bir kişiliğe sahibim, iyi ya da kötü.
Söylediğim gibi gösterişten nefret ediyorum ve insanları küçük düşürüyor. Bu herhangi bir konuda olabilir; aile ilişkileri, pahalı bir parfüm, çok yetenekli olduğunu sandığın bir dal belki de. Özellikle maddi konular. Kendimi kapitalist düzenden korumak için gideceğim yerden biraz geride inip (özellikle yemek mekânlarının oralarda oluyorlar)dışarıda kağıt toplayan, zor mesleklerle uğraşan, yaşamını asgari miktarın altında idame ettiren insanları izlemeyi seviyorum. Bu onlardan daha küçük olduğum için kendime boş depresyon meselesi çıkarıp hayatı kendime zehir etmek ya da daha yükseklerde olduğum için şükretmek için değil. Para ve övgünün o kadar da paha biçilmez olmadığını anlayıp onlara umut olmaya çalışmak için.
Dünya üzerindeki en yüksek mertebemin sadakat ve dürüstlük olduğunu düşünürüm. Hiçbir durumda yalan söylenmemeli ve sadakatten taviz verilmemeli. Belki aileye, belki arkadaşa, belki sevgiliye, belki evli olduğun şahsa...