Kendi zihnimin tutsağıydım.Entegre olmuştum insanlarca -onlara göre- realistik olmayan hayallerin ardına.Toparlanmalıydım.Yetmişti artık daha fazla acı çekmemin lüzumu yoktu.Aldım valizimi doldurdum alt kısmına hayallerimi üstüne ise yaprak sarmalarını.Madem hayallerimi yaşayamayacaktım bunun sebebi yaprak sarmaları olsundu.Çektim valizimi tuttum züccaciyenin yolunu.Ben hayallerimi uçurum kıyılarında sonsuzluğa uğurlayacak kadar sanattan mahrum muydum? Kalbimi titreştiren hayır yanıtıyla birlikte züccaciyeye girdim ve gözüme anında çarpan tencere setine ve çatallığa ruhumu teslim ettim.Bu teslimiyet, benim tabakların kırılırken çıkardığı mağrur sesin eşliğinde Mahmut Tuncer dinlememi anımsatmıştı bana.Sol gözümden dudak kıvrımıma akan gözyaşını raflardaki bıçaklardan biriyle kestim.Ansızın valizimi açtım.Tabak çatal reyonunu çevikçe atlayarak altın renkli çatala ulaştım.Züccaciyedeki herkesin bakışları üzerimdeydi, umursamadım.Açık valizimdeki yaprak sarmaları çatallayarak yedim.Hayallerim artık serbest kalmıştı.Kısacası yaprak sarmalarını ve benliğinizin yansıması olan hayallerinizi sevin, hayat kısa.
  • Türkiye
  • JoinedAugust 8, 2019

Following

Last Message
zsrzgl zsrzgl Jul 17, 2020 09:28PM
Çoook çalışmam gerek çok.
View all Conversations