Nedenini Bilmediğim Kalp Ağrıları

21 4 0
                                    

Lanet gözlerimi kapatıyorum.
Kalbimde bir acı hissediyorum. Bazen nefesimi kesercesine boktan.
Boktan be.
Siktiriboktan.
Kararlar, kanlar, yananlar.
Karanlıklar.
Acı ve hüzün ve keder.
Yanlış tahminler.
Sırlar.

Yeraltı Edebiyatı ha.
Gazapizm.
İnsanları taşıyorum sanki, bunu hissediyorum. Nasıl bilmiyorum. Bu kötü değil. Fakat hissediyorum.
Hisler.
Bazen farklı hissettirse de bazen de sorgulamanın dip boyutlarında boğuluyorum.
Devamlı her salise ve dakikasında sorgulamak.
Bu iyi hissettiriyor. Sorun bazen yormasında.
Kalp ağrısında.
Gözlerimi kapattığımda olanlarda.
Yaşamda.
Göklerde ve yerlerde.

Sokaklarda o is kokulu duvarlar, onlara büyük bir aşk besliyorum. Kirletebilirler bu sevgiyi bekliyorum bu kirletilişi.
Ama şuan beslenilen sevgi de kaybolmak var.
O kayboluş yaşatır beni.
Tek bir leke dahi, duvardaki tek bir iz dahi anlamında kaybettirir beni bana.

Gökyüzünün buruk maviliği yüzümü titretir, gözlerimi doldurur ama damlamaz o lanet damlalar.
Her bir nem kavurur gözlerimi.

Asfaltın kokusu, elektrik direğindeki, kör taşla işlenmiş sözler.
Seneler öncesine bir gidiş.
Loş ışık altında saatler.
Geçen insanların horuldamaları.
Bazılarının ise tehditkar bakışları.
Sürmeli gibi alt göz kapağı.
Çökük çehreler. Benliğimi büyük bir şevkle çalar. İzni onlara veririm.
2 3 saniyelik dünyalar. Düşük beller. Yanlış iliklenmiş düğmeler ve o çarpık yürüyüşler.
Ayrılmış dudaklar. Esmerleşmiş burun kenarları. Sarılaşmış bıyıklar. Has bir tiryaki. Belki salınmış bir göbek. Baktığında karaktersiz bir piç. Gözlerinin derinliklerinde jilet darbeleri.
Ya zevk duyuyor ya da haberi yok ya da zorunda işte.
Savruluyorsa yıkıklığından bir eziklik. Zevk duyuyorsa çatlak gururundan bir uçurumun eşiğinde.
Haberi yok ise en hitaplarından yorgun ama nedensizce devam ediyor.

Nedensiz, sebepsiz.
Ama karşılıklı *

Yeraltı Edebiyatı~

1 yaşım. 2 yaşım. 3 yaşım. 4 yaşım. 5 yaşım evet 5 yaşımı hatırlarım. 6'yı unutamam. 7'de de 6'yı anarım. 8'de başlarım. 9'da kendimi 6 ile karşılaştırıp göklerde sanarım.
10 ben bir piçim.
11 devamlılığın dibinde olacağım inancı. 12, 13, 14, 15, 16.

Seneler seneler seneler ve seneler.
Şuan yatağımda uzanmış masamdaki kahverengi koltuk üzerindeki 1 yaşıma ait fotoğrafa bakıyorum. Sadece bakıyorum.

Sonra Toska'ya ona o adı verdim. O minik hediyeye.
Halıdaki daireler. Yanı başımdaki gri-pembe şala bakıyorum şimdi. El ele. Halen ütüsüz.

25. Kez çalan Yeraltı Edebiyatı.
Bunu saydım mı?
Elbette hayır, sadece salladım.

Okul yolundaki o sokak...
Her girişimde sokağın başına içimden "Evet bu doğru yol."

Sokağın ortası "Burası ne kadar farklı, acaba yanlış sokakta mıyım?"

Sokağın sonlarına doğru "Doğruymuş okul görünüyor."

Bunu haftada bir yaşardım. İlginç ama güzel.
Farklı ya da aynı şarkılar. Ama hergün farklı o sokak. Ağacın bir dalı kırılmış, yeni bir araba gelmiş. 2 teneke kutunun yanına 3.'sü eklenmiş.
Hava soğuk, hava sıcak, hava rüzgarlı, kar yağıyor, yağmur yağıyor.
O sokak hep farklı.
Ama aslında aynı sokaktan geçiyorum....
Bu kendini avutuş mu? Eğer avutuş ise niçin avutmak isteyeyim ki?
Bu gözlemlerinde kaybolmak mı?
Çıldırma seviyesinde..

Yeraltı Edebiyatı / Bıraktım yarınlara bugünlerin tortusunu.

Eski, yeni. Gözlerim ağrıyor. Yavaş yavaş kaybediyorum.
455 kelime yazmışım ve devam ediyorum.

Kar yağmıyor ve ben üzülüyorum.
Karı özledim. Sokak lambasının altındaki taneleri.
Dipi yağarken hızlı hızlı fırtına ile geçirecek gibi olursun yüz felci. Çenen donar. Kıpırdattığında kemiklerin kütler.
Sanki buz kütlesisin. Çatlamıyorsun buna dahi imkan yok ama o kütlenin ortasında küçücük bir sıcaklık var o yetemeyecek olan gücüyle bişeyler için çabalıyor herşeye rağmen.
Hiçlik gibi. Kendini tanımladığı şey hiçlik dahi olabilir. Kendine koyduğu bu tanıya rağmen kimilerine göre boktan bir umut taşıyor.
Taşıyor, taşıyabiliyor. Belki yüreğinin son demleri, son anları ama o yürek içindeki tek bir sıcak pıhtıyla dahi umutlu.

İşte bu sikik düzen. İlla bir tekme yiyeceksin. İlla çekeceksin o ağrıları. Ya kalp ağrısı olur ya kas ya baş ya da tamamı.

Kirpik dipleriniz de hiç ağrı çektiniz mi?
İnanın lanet bir ağrıdır. Bazen çığrından çıkar her bir tel iğne gibi batarcasına deşer. Morluklar oluşur.
Kızarıklıklar. Bütün damarları ince ince sayarsınız göz kapaklarındaki.
Dokunursanız kirpiklerinize düşebilirler, kökten zayıf düşüp döküldükleri de görülmüştür.
Ya da sert dikenler gibidirler.
Uyumanız gerekir, gözlerinizi büyük bir hassasiyetle yumuşakça silerek.
En iyi gelen şey badem yağı kardeşlerim. Sadece kirpiklerinize sürün fakat, yüzünüze bulaştırmayın. Minik bir ayrıntı daha çok bol alıp bodoslama gözlere girişmeyin, göz bebeği ile temasında iğrenç bir yanma hissi oluşur. Sadece kirpiklere temiz bir rimel fırçası ile uygulayın.

Saat: 02:28

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 06, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

yorgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin