Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Dora elbisesini giyinmiş ve ortak salona inmişti. O sırada gözü Draco Malfoy'a takıldı. Ortak salondan dışarı çıkıyordu. O an yıkıldığını hissetti Dora. Bilinmeyenin Draco olduğuna dair bir umut vardı içinde. Ama onu giderken görünce o küçük umut yok olmuştu. Kendini toparlayıp Bilinmeyene mesaj yazmaya başladı.
Dora: Kim olduğunu bilmediğim için seni nasıl bulacağım?
Bilinmeyen Numara: Zindanlara giden koridorda bekliyorum.
Dora: Geliyorum.
Koridora çıktığında el ele yürüyen çiftler, diğer kızların elbiselerini ve partnerlerini eleştiren bir kız grubu, büyük salona doğru koşan kişiler gördü. Ve yine telefonunu çıkardı.
Dora: Burda çok fazla kişi var.
Bilinmeyen Numara: Ben seni görebiliyorum.
Bilinmeyen Numara: Sana ufak bir ipucu vereceğim.
Bilinmeyen Numara: Beni artık Draco veya Malfoy diye kaydedebilirsin.
Dora kalp atışlarının hızlandığını hissetti. Telefona 10 saniye boş boş baktıktan sonra kafasını kaldırdı ve Draco nerede diye baktı. Koridorun sonunda duvara yaslanmış bir şekilde önüne bakıyordu. Bir süre onu izledi. Sonunda adım attı ve ona doğru ilerledi. Önünde durduğunda Draco kafasını kaldırdı ve Doraya elini uzattı. Dora elini tuttu ve büyük salona doğru ilerlemeye başladılar.
***
"Dans etmek ister misin?"
"Olur"
Çok güzel bir dans müziği çalıyordu. O sırada Dora söze girdi.
"Keşke kim olduğunu baştan söyleseydin"
"Belki kim olduğumu söyleseydim benimle baloya gelmeyecektin"
"Deli misin sen hiç düşünmeden gelirdim."
"Öyle mi"
"Bu sefer de ben kendimi ele verdim sanırım"
"Eh, biraz öyle oldu"
"Unutsak?"
"Hayatta olmaz"
"Peki"
"Benden bunu ilk defa gerçek bir şekilde duyacaksın Dora. Seni seviyorum. Seni gerçekten çok seviyorum."
"Ben de seni seviyorum"
"Ne"
"Yani şey"
"Ney?"
"Uff gıcıksın işte"
Draco gülümsedi. O sırada Dora onları izleyen Harry ile göz göze geldi. Gözleri büyüdü.
"Bir sorun mu var?"
"Harry. Buraya garip bir şekilde bakıyor."
Draco arkasını döndüğünde Harry arkasını dönmüş ve Hermione'ye bişeyler anlatıyordu.
"Hadi gidip onları dinleyelim"
"Beni gördüğüne pek sevineceğini sanmıyorum."
"Olsun sen gel."
Dora peşinde Dracoyu sürükleyerek arkalarına geldi.
"Hermione inanabiliyor musun artık her gün Draco Malfoy muhabbeti dinlemek zorunda kalmayacağız. 3. sınıftan beri her gün aralıksız dinlemekten bıkmıştım ama sonunda şey oldu şey işte siz ne diyordunuz ona?"
"Ship diyoruz Harry"
"Ah, evet sonunda shipim tuttu!"
Dora yavaş yavaş saçlarının kızardığını fark etti.
"Öhöm öhöm"
"A-aaa Dora! Hoşgeldin dünyanın en güzel kardeşi"
Harry sırıtarak arka arkaya konuşuyordu.
"Sen de hoşgeldin enişteciğim."
Harry hala sırıtıyordu. Ve bu lafının arkasından hepsi kahkahalarla gülmeye başladı. Tabi ki Dora hariç. Saçları kıpkırmızı bir şekilde onları izliyordu.
"Tamam bence yeter."
"Utandı"
"Harry!"
Sonra yine gülmeye başladılar.
"Draco gidelim mi?"
"Benim adımla bana bu kadar çabuk seslenmedin hayırsız kardeş."
"HARRY JAMES POTTER!"
"Tamam tamam"
Dora ve Draco ordan uzaklaştılar. Balo bitene kadar bir köşede sohbet ettiler. Balo bitince zindanlara geldiler. İkisi de odasına geçti. Bu gece ikisi de birbirini düşünerek ve mutlu bir şekilde uyudu.
