Yatak Odası

371 17 7
                                    

Onun evine gittik. Havuzlu kocaman bir evi vardı.

Koskoca evde tek başına kalıyordu.

Tabi bende burdaydim ama benden başka kimseyi görmedim burada. Annesi ve babası hariç. Ara sıra geliyolardı da. Biraz durup hemen gidiyorlardı.

Merdivenleri hızlıca çıkıp odasına girdim. O da peşimden geldi.

Matt'in bembeyaz yatak örtüsü, bembeyaz duvarları, bembeyaz parkesi vardı. Tek beyaz olmayan şey ise simsiyah dolabıydı. Tabiki dolabın içindeki siyahları saymazsak. Arada bir iki beyaz tişörtte kaynamıştı. Onlarıda ben hediye etmiştim.

İlk defa görmüş gibi etrafa bakınıyordum. Aynı sıcaklık hissini yeniden hissettim vücudumda.

Evi bile sıcaktı adamın. Bu sıcaklıkta kendimi onun kollarında hissediyordum.

Evde benimde eşyalarım vardı. Üstümdekilerden baya sıkılmıştım.

Matt de öyle olmalı ki üstündeki siyah tişörtü çıkardı. Yeni bir tişört alacak sandım ki öyle olmadı. Üstüne ne siyah ne de başka bir tişört giydi. Siyah dapdar pantolonuyla bembeyaz yatağına oturdu bana bakıp salak salak güldü.

"Ne?" dedim biraz salak biraz neşeli ses tonuyla.

Gözleriyle yanıma gelmemi işaret etti.

Bende dudak büzüp hayır anlamında omuzlarımı kaldırıp indirdim. O da kahkaha atıp kafasını yatağa gömdü.

Onu görmezden gelip pantolonumu çıkardım. Nasıl olduysa pantolonumu çıkardığımı anladı. Kafasını kaldırdı yüzünde yine o salak gülümseme vardı.

"Gelsene" dedi.

Gitmemek elde değildi.

İrademin son damlasına kadar kullandlım. "Hayır." dedim.

Resmen gel beni al demiştim.

Ayağa kalktı o kalkınca bende bir adım geriye gittim.

Güldü.

Kaşlarımı kaldırdım. Ellerini saçlarının arasına attı. Ben bir adım geriye daha gittim.

Bu sefer kaşlarını çattı. "Tedbir almak gerek." dedim çok sevecen bir ses tonuyla.

Yine güldü her gülüşünde içim titriyordu.

"Yapma şunu." dedim öfkeliymiş gibi.

"Neyi?" dedi benimki, bilmiyormuş gibi.

Hold Me CloseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin