Salak Ama Tatlı

222 11 4
                                    

Bu şarkıyla dinlemenizi tavsiye ederim. Tabi biraz farklı zevklerim var ama yine de güzeldir. Uzun yazmaya çalıştım. Umarım seversiniz. Bu arada karakterleri sizin canlandırmanızı istiyorum ve uzun bir süre onlara uygun fotoğraf bulacağımı sanmıyorum.

Ayakta şaşkın bir halde beklerken Matt odadan çoktan çıkmıştı. Sürekli şaşırmama neden oluyordu. Anında her yerdeydi. Hızlı hareket etmesine hiçbir zaman alışamayacaktım zaten.

Çok uzun zamandır ayakta bekliyordum kafamı sallayıp kendime geldim. Omuzları dikleştirip aşağı indim.

Merdivenden gözlerimle Matt'e bakındım. Mutfakta olduğu seslerden anlaşılıyordu. Hep yemek yapmak ister ama hiç beceremezdi. Tek kusurlu noktasıydı. Gerçi onu öyle de seviyorum.

Mutfağa girerken hafif kıkurdadum. Matt beni duymadı bile. Yüzündeki o ciddi ifade altında o kadar tatlı görünüyordu ki onu öpmek çok istiyordum.

Öpmek yerine kalçamı ona değdirerek yanından geçtim. İşte beni o zaman fark etti.

Kapkara gözleri aniden benimkilerke buluştu. Onu istiyordum. Onu öpmek istiyordum.

Hemde çok...

Ama yapmadım. Onun yerine buzdolabını açtım ve en sevdiğim reçel olan kaysı reçelini çıkardım.

Matt'in bakışlarının üstümde gezindiğini hissetmem hiçte zor olmuyordu. Sanki bana bakışlarıyla dokunuyordu.

Bu, bu harika bir histi.

Kendimi milyonuncu kez özel hissediyordum. Hemde sadece tek bi bakışıyla. Dokunuşuyla neler yapabileceğini aklım bile almıyordu.

Matt hala bakıyordu. Tekrar ve tekrar.

''Orda durmayı bırakta yardım et Koca Bebek.''dedim. Kafasını sallayıp kendine geldi.

Aynı benim yaptığım gibi o da kalçasını bana sürttü.

O arada ekmekleri keserken parmağımıda onla beraber kestim.

''Ahh! Siktir.'' diye bağırdım.

''Aman Tanrım. İyi misin? Bu ne ya bu bombok olmuş.'' Sonra parmağımı alıp azına götürdü ve emmeye başladı.

Ah şimdi daha çok can yakıyordu...

Parmağımı ağzından çektiğim gibi dudaklarımızı birleştirdim. Bana anında karşılık verince elim yüzünden saçlarına geçti. Onun eli ise bel boşluğumdaydı. Dokunuşu o kadar sıcaktı ki dokunuşuyla kıvranmamak hissiz olduğumu kanıtlardı.

Matt birden beni havaya kaldırdı. Hemen bacaklarımı onun beline doladım. Onun gibi birisinin beni taşıması zor olmazdı. Yani olmamalıydı. Bu düşünceyi kafamın derinliklerine attım hemen.

Düşüncelerimi dudaklarına yönelttim. Ve tamamen onu düşünmeye başladım. Her noktam, her benliğimde onu hissediyordum. Öpüşü hiç masum değildi. Ateşli ve can yakıcı. Ahh bir de harika öpüyordu. Tüm vücudum cümbüş havasındaydı.

Ufak tefek inlemeleri sanki beni daha çok öp diyordu. Öyle yapıyordum. Öpüyordum.

Nefes almak için durduğumuzda alınlarımız birbirimize yaslıydı.

''Yemek yemeliyiz Silena.''

''Mm..mm''

''Yemek yemeliyiz diyorum.''

''Biz ne yapıyoruz zaten.''

''Bunu sana hatırlatacağım.''

Dedi.

Ne yapıyorduk biz. Az önce öpüşmüyor muyduk. Ahh parmağım doğru. Ayy yemek. Ve Matt'in kucağı.

Bu kadar kendimden geçmiş olmam biraz şaşırtıcı.

Hemen atladım kucağından.

''Siktir ya.''

Matt kahkaha attı.

Salak.

Ama tatlı.

Hold Me CloseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin