İSTANBUL'DA SIRADAN BİR GÜN:

126 2 0
                                    

Benim adım Kenan. Her zaman işten eve dönerken metrobüsü kulanıyordum. Bugün ise içimden,eve yürüyerek gitmek gelmişti. İyi ya spor olurdu bana. Yürürken burnuma ekmek kokusu geldi. Direk fırına girdim. İki ekmek kapıp, tekrar yola koyuldum. O sırada,insanların parkta bir şeyin etrafında toplanmış olduklarını farkettim. Kalabalığı yararak bir şeyler görmeye çalıştım. Küçük bir çocuğu köpek ısırmış,çocuk hüngür hüngür ağlıyordu. Bu arada ben bir polisim ve ilk yardımın nasıl yapılacağını biliyorum. Çocuğun yanına eğildim. Çocuğun bilinci bir anda kapanmıştı. Göz kapağını aralayıp bakmamla geri sıçramam bir oldu. Çocuğun göz bebekleri kanlanmıştı. Etraftakilere çocukta bulaşıcı hastalık olduğunu ve burdan uzaklaşmalarını söylemeye çalışırken arkadan bir hırıltı duydum. Döndüğümde çocuğun kuduz olduğunu gördüm. Çocuk koşup,yaşlı kadını boynundan ısırdı. Kadın boynundan kanlar boşalarak yere yığıldı. Çocuk birinciyle yetinmeyip,bu seferde işadamı kılıklı birini bacağından ısırmış adeta kemiriyordu. Silahımı çekip çocuğun üzerine boşalttım. Çocuk yere yığıldı. Buda ne,bu..bu.. immkannsızdı. Çocuk ağır yaralar almasına rağmen,ayağa kalkmış sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Bana doğru koşmaya başladı. Silahımı ateşledim ve çocuğu başından vurdum. Bu sefer kesin ölmüştü. Ben çocukla uğraşırken,olaylar çığırından çıkmış, insanlar kaçışıyordu. Ben bekar bir insandım ve annem babam memleketteydi.Eve gidipde ne yapacaktım böyle bir durumda. Arkama bile bakmadan bölgeden uzaklaştım. Telefonum çaldı, açtığımda,amirim izinlerin iptal olduğunu söyleyip beni Bayrampaşa çevik kuvvet merkezine yönlendirdi. Araba alamamıştım daha. Yan sokakta bir otomobil farkettim. Camını silahımın sapıyla kırdım. Alarmı çalmaya başlamıştı. Sakinliğimi koruyarak,düz kontak yapıp arabayı Bayrampaşa'ya hareket ettirdim. Son hızla çevre yoluna girdim,ama girmez olaydım o yola. Bana doğru bir grup zombi geliyordu. Hızımı arttırdım ve zombilere çarptım. Kolay olmuştu. Direk bir ara sokağa girip,100 metre ilerdeki Esenler yoluna girdim. Esenler'de kimsenin zombilerden haberi yoktu. Bayrampaşa'ya girmeme az kalmıştıki,birşey farketmiştim. 5-10 dakika önce çarptığım zombilerden biri arabanın sağ kapısına yapışmış,camı kırmaya çalışıyordu. Silahımı kafasına nişan alarak ateşledim. Zombi araçtan fırlayıp bir direkle çarpıştı. Kafası gövdesinden ayrılmıştı. Civarda bulunan polisler bana ateş etmeye başladı. Hızlıca oradan uzaklaştım. Bayrampaşa Çevik Kuvvet'e ulaştım. Amirim beni kapıda karşılamış. "Salak herif,ne bekliyorsun orada. Gel içeri." İçeri girdim. Bizim ekibin hepsi toplanmıştı. Amirimiz " Çocuklar aldığımız bilgilere göre, ani bir salgın hastalık kapımıza gelmiş ve tüm insanlığı tehdit edecek seviyeye gelmesi an meselesi. Şimdi sizden istediğim,aileleri olan şehir çıkışları kapatılmadan burdan uzaklaşsın. Evli olmayan görevli ise burda kalacak,karantina kurabilmemiz için bize yardımcı olacak." Aileleri olanlar bir anda toz olmuştu. Amirimiz önce cephaneliğe gidip gerekli teçhizatı almamızı,sonrada helikopter alanına gelmemizi emretti. Cephaneliğe gittiğimde,sadece bizim ekibin görevde olmadığını görmüştüm. Cephaneliğe yüzlerce polis girip çıkıyordu. Sıra bize gelmişti. Bize askerî kamuflajı giymemizi emrettiler ve daha sonra her birimizin eline MPT-1'leri verdiler. Uzaktan bizi görseler,bunlar savaşa gidiyor derlerdiler. Meydana doğru koşmaya başladık. Birde ne görelim,25 tane Sikorsky helikopter bizi bekliyordu. 4-5 dakika sonra tam tamına 300 kişi meydanda toplanmıştık. O sırada bir helikopter meydana indi. Helikopterden bir asker inmişti. Yakına geldiğinde,o askerin bir albay olduğunu farkettim. Albay geldiği gibi beklemeden lafa girdi. "Aslanlarım şuandan itibaren hepiniz askersiniz. Çünkü aldığımız bilgilere göre Bakırköy'ün alt mahallerinde ani bir salgın hastalık patlak vermiştir. Bu hastalığın gelişmiş kuduz hastalığı olduğunu düşünüyorum. Hastalığa yakalananların bilincini kaybettiğini ve etrafındakilere saldırdığını biliyoruz. Hastalığa yakalananları başından vurarak imha edin. Mermilerinizi hastaların gövdelerine sıkarak harcamayın. Çünkü bilinmeyen bir sebepten dolayı ölmüyorlar. Şimdi herkes helikopterlere. Hadi hadi hadi. Unutmayın sadece kafalarına."

Helikopterin makineli tüfeğinin başına geçtim ve 25 helikopter askerle birlikte Bakırköy'e havalandık..

ÖLÜMCÜL SALGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin