MerBAAAAAlaaaaaRRRR!
biz geldik!
ALLAHIM SİZİ ÇOK ÖZLEDİM YEMİN EDERİM DELİ GİBİ ÖZLEDİM NASIL OLABİLİYO BU SÖYLER MİSİNİZ???
birgün ya, sadece bir gün yayınlayamadım bölüm...
bağımlınız olmuşum kusura bakmayın 😭
bugün kendime izin verdim, yorumlarınızı anında okuyacağım çünkü sonradan okuduğumda sizinle sohbet etme fırsatını kaçırmış gibi hissediyorum, hem özlem de gideririz 😭
bir discord kanalı açtık among us ve cita'nın yazarları olarak zeynep (aka ggukfortae ) ile, birkaç kere bahsettim ama bölümü attıktan sonra kural kısmını düzenleyerek alımlara başlayacağım. eğer gelmek isterseniz ne olur mesaj atmaktan çekinmeyin. direkt açık olarak linki bırakmak istemiyorum, bu yüzden bana özelden link atabilir misin dc için yazmanız yeterli. dediğim gibi birkaç düzenlemeyi hallettikten sonra anında döneceğim mesajlarınıza bebiklerim 💞
gelelim yeni bölümümüze...
yılbaşı özel konseptli bir bölüm oldu, umarım beğenirsiniz yani benim içime sindi 🥺
(arkadaslar ben cita taehyung'u kendim yazmama ragmen ozluyorum bu normal mi biriniz soylesin amk)
daha fazla bekletmek istemiyorum
SİZİ ÇOK KOCAMAN KOCAMAN SEVİYORUM 😭
İYİ OKUMALAR!
***
''Namjoon, lütfen belimi tutmadan havaya kaldır beni.''
Jimin elindeki süs yıldızı çam ağacının tepesine koymaya çalışırken bir hayli huysuzdu. Belindeki esmer eller yüzünden siniri bozuluyor, lakin aynı zamanda onun sıcak avuçlarını üzerinde hissetmek hoşuna gidiyordu.
Dengesiz biriydi, Namjoon'un devrelerini yakacak kadar dengesizdi fakat tatlıydı da...
Namjoon Jimin'i hoplatıp daha fazla yükselmesini sağlayarak ''O zaman seni kaldıramam, bu fizik kurallarına aykırı!'' diye mırıldandığında, havada tuttuğu çocuk gözlerini kısıp elindeki süsü kafasına çarparken Jeongguk eğlendiğini belli eden bir ifadeyle sırıtıp duruyor, imalı bakışlarını çam ağacını süslemeye başladıklarından beri birbiriyle didişen çiftten ayırmıyordu.
Ha bir de Taehyung ile mesajlaşıyordu, ki bu son zamanlarda her boş olduğu vakitte yaptığı bir şeydi. Fakat bir süredir mesaj atmayan Taehyung, ilgisini biraz da evinin salonuna vermesini sağlamıştı.
''Senin bana sızlanmaya hakkın yok Namu! Zaten sinirliyim sana, bu yüzden sus ve yalpalamayı bırak, kalıbına bakan güçlü bir herif sanır!'' Jimin sanki yeterince huysuz değilmiş gibi bilinçli olarak bir kez daha bulunduğu yerde debelendiğinde Namjoon sabrının son demlerini de o an tüketmiş, elleri arasında minicik kalan bedeni ani bir hareketle kucaklayarak elini diz arkasına yerleştirmişti. Jimin minik bir çığlıkla Namjoon'un boynuna sarıldı düşmemek için. Huysuz mimikleri başta bu ani pozisyon değişimi yüzünden gevşese de kendine gülerek bakan Namjoon'un suratını gördüğünde yeniden kaşlarını çatmış, ayaklarını sallayarak esmer çocuğun kollarından kurtulmaya çalışmıştı.
''Jimin halletmeye çalıştığımı söyledim, neden gönül koyuyorsun şimdi bana?'' diye sordu Namjoon kırık bir sesle. Jimin biliyordu, Namjoon'un onun için çabaladığını biliyordu lakin sinirlenmemesi imkansızdı. Bu yüzden huysuzlanmayı bıraksa da somurtmaktan ve zaten dolgunluğuyla esmer olanı hayran bıraktığı dudaklarını büzmekten vazgeçmedi. Bu bile Namjoon'u güldürmeye yetmiş, kucağındaki bedeni yere bırakarak saçlarının arasına nazik bir öpücük kondurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cita | taekook ✓
FanfictionÇARE GÖRÜCÜ USULÜ! texting+düz yazı 🌾 1 0 1 2 2 0 #1 fanfic