Eveeeet bugün güzel bir gün olmalı şu meymenetsiz Key'e rağmen. Tamam Yoona bak şöyle yapalım (Key yüzünden artık kendi kendime bile konuşuyorum. Ha doğru ben bunu sık sık yapardım dimi? Bak gördün mü Key bana kendimi bile unutturdu. Başbelası.) Key yokmuş gibi davrancaksın. Mesela mesela onu duymamazlıktan gelceksin. Evet evet bu iyi bi karar. O artık senin moralini bozamaz. Evet(çok fazla evet dedim dimi? Neyse) moralin tam bir şekilde aşağı kahvaltı masasını hazırlama- Ah evet yemekler bendendi. Hep bu Key'in entellikleri. Tamam peki. Bunu da başarabilirsin Yoona sana güveniyorum. Şimdi yatağından kalk ve bi güzel elini yüzünü yıka. Bugün değil Key hiçbi şey senin moralini bozamaz. Bu düşüncelerle doğruca banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra bi de el kremi süreyim dedim. Kreme elimi uzattım kiiii... Tüm bakım kremleri domino taşları gibi yıkılıyordu. Sesini duyar duymaz Key hazretleri uyanmış banyonun kapısında bitmişti.
- Haftasonu da mı rahat yok senden?
Hah sanki benim suçummuş gibi
- Bu senin suçun
- Benim suçum mu? Daha 5 dakika öncesine kadar da uyuyodum ben.
- Ah pardon ama senin bu eve geldiğinden beri hiçbir yere sığmayan "bakım kremlerin " di
- Kendiliğinden düşmediler heralde!
- Özür dilerim ama "gereksiz bakımınız"a bu kadar çok önem vermiş olmasaydınız güzellik uykunuzdan da olmazdınız!
- Senin gibi çirkin olmamı mı istiyosun?
Hah ne kaba bişi bu yha. Ne varmış yüzümde? Kıskanç işte! Ben de onun kadar bakım yapsam Angelina Jolie beni kıskanır.
- Buna doğallık diyoruz!
Göz devirip gitti. İyi göz devirsin bakalım. Artık kahvaltı masasını hazırlama çalışmalarına vaşlamalıyım. Mükemmel bi kahvaltı masası ona iyi bi cevap olacak. Bu cesaretle girdim mutfağa. Ekmekleri kızarttım, yumurtaları haşladım, diğer kahvaltılıkları, çatal ve bıçakları da masaya koydum, taze sıkılmış meyve sularını da doldurduktan sonra işte muhteşem bi kahvaltı masası. Key ve biricik chingum da geldikten sonra başlayabiliriz.
- Günaydın chingum masa nasıl olmuş?
- Günaydın chingum her zamanki gibi çok güzel.
Key meyve suyunu iyice inceledikten sonra içmeye başladı. İlla bişi bulcak ya. Biraz içtikten sonra geri boşalttı. Suzy de ilk yudumunu aldı göz göze geldiğimiz için yutmak zorunda kaldı. Oysa ki karışık meyve suyuydu işte. Key katı meyve sıkacağının içindeki elma, portakal ve salatalık posasına bakarak
- Yoksa, yoksa bu salatalık suyu mu?
Evet yani karışık meyve suyu. Salatalık da bir meyve olabilir araştırmalara göre
- Evet elma, portakal ve salatalık. Salatalığın % 90'lık su oranından dolayı meyve şüphesi var. Hem bence gayet güzel.
Bi tadına baktıktan sonra benim de midem bulandı. Bu yaşıma kadar tüm yediklerimi çıkarabilirdim. Ama bu bi savaştı. Ve gözünün önünde koca bi bardak salatalık suyunu bitirdim. Bu iğrençti. Öğğ. Havayı yumuşatmak için elime bi yumurta alarak
- Bakın şimdi
Onlara harika bişi göstercektim. Appam küçükken bana göstermişti. Yumurtayı dik bi şekilde elinde tutuyosun. Her iki ucunu da ayrı ayrı kafana vuruyosun. Sonra herhangi bi tarafından üflüyosun ve yumurta dışarda.
- Size ne göstercem. Yumurtayı kabuğundan ayırmanın en basit yo-
Omo! İnanmıyorum! Bu yumurta çiğ. Andeyo şiroyo! Kendim saymıştım tam olarak 120 saniye tuttum. Nasıl pişmez? Ben 120 saniyede 30 matematik sorusu çözerim. Ottohkee?? Saçım battı. Key de bana her zamanki gibi gülüyo zaten. Ama onunla uğraşamam çünkü ondan daha büyük bi problemim var "saçım"