medya: ay ne kıskanacağım be
-jk------------
Bu yaşanıyor olamazdı.
Benim salonumda, okuldan yeni gelmişken Yoongi ve Jieun'u gülerek görmüş olmam tamamen benim herhangi bir rüyanın içinde kabuslarım ile uğraşıyor olmamdan kaynaklıydı. Zaten sınav için yardırıyorlardı ve adam akıllı kafamızı bile kaldıramıyorduk tüm gün. Bu görüntü de o sırada uyuya kaldığım zamanlarda yaşanan bir kabustu. Bu yüzden mırıldanmadan edemedim."Umarım Yugyeom saçlarımdan asılıp uyandırır şuan."
Eş zamanlı olarak karşımdaki Yoongi'nin rüya versiyonu kaşlarını çatarken Jieun unnie de kendi saçlarını tutup anlamamış bir ifadeyle suratıma bakmıştı.
"Ne diyorsun Jungkook gelir gelmez aklına gelen ilk kişi Yugyeom denen salyangoz mu? Ben bütün gün beyefendiyi sayıklayayım herif eve Yugyeom diye girsin, pes..."
Dua ederken kapadığım gözlerimi açıp şokla karşımdaki sevgilime baktım. Hayrola yani?
"Dur orada, dur. Rüya versiyon Yoongi? Şuan bir kabustayım ve siz ikiniz benim salonumda gülerek muhabbet ediyorsunuz. O yüzden uyanmalıyım."
"Saçmalama. Gerçeğiz."
Pekala, kaşlarım suratıma çarpan kelimelerin etkisiyle çatılırken tek kolumda asılı olan çantayı yavaşça yere bırakıp salonla birleşik olan mutfağa geçtim ve bir bardak su doldurdum kendime.
"Anlıyorum..."
Onlar sessiz kaldıkça hızlanan kalp atışlarım daha fazla sakin kalamayacağımı belirtiyordu.
"Hayır anlamıyorum. Jieun unnie neden benim evimde ve sen neden gülüyorsun ve neden hiçbir şey yokmuş gibi kıskançlık yapıp bir de beni azarlıyorsun. Neler dönüyor burada şuan?"
Yoongi'min sonunda bir şeyleri açıklaması gerektiğini fark etmesi için illa sinirden dolan gözlerimi mi görmesi gerekiyordu cidden. Hayır zaten yorgundum. Tek istediğim kucağına kıvrılmak ve hareketlerime tezat bir şekilde okuldakilere sövmekdi. Fakat şimdi saçma sapan bir ortamdaydım.
"Dur niye ağlıyorsun? Yanlış anladın."
"Ağladığım falan yok! Sinirden doldu gözlerim ve yorgunum, ayrıca üzerimdeki baskı büyük elimde değil."
Sakinleşmek istiyordum ama hala açıklama yapmak yerine bana sarılmaya çalışması beni daha da geriyordu.
"Jungkook. Bana bakar mısın? Gerçekten düşündüğün gibi bir durum yok. Jieun dün attığın gönderiyi görmüş ve tabi altında olan yorumları falan da. Yokluğumun sebebini öğrenmek için geldi ve sadece iki yakın arkadaş olarak olayları sonuca bağlamaya çalışıyorduk."
Bakışlarım Jieun unnie'ye kayınca onun da endişeli bir şekilde ayağa kalkmış ve sakinleşmemi bekliyor oluşunu fark etmiştim.
"Düşündüğün gibi değil Jungkook gerçekten. Ben size saygısızlık yapacak ve problem çıkaracak kadar kötü bir kadın değilim. Evet, Yoongi ile bir şekilde evlenme düşüncesine ilk başta kendimi alıştırmıştım. Sonuçta iyi anlaşıyorduk ve daha ilerisi olabilir diye düşünmüştüm. Fakat olamazdı. Daha çok genciz bir kere ve benim hayallerim vardı. Yoongi'yi ikna edip ayrılmayı düşündüğüm zaman diliminde bir anda ortadan kaybolması işleri daha da zora sokmuştu. Ben de senin gönderini fark edince fırsat bu fırsat diyerek gelip konuşmak istedim. Ve öğrendiklerim-"
Sessiz kalıp refleks gibi görünen bir gülüş atmıştı.
"Tüm bu ilişki ve Yoongi'nin saçma teklifi sadece üzerimizde oynan bir oyundan ibaretmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Netflix | yoonkook [✓]
Fanfic[yoonkook] 02××××××××× Daddy~ Duydum ki netflix üyeliği almışsın. Bu şirin oğlan ile de paylaşmak istemez misin? ________________________ Başlama tarihi•24-04-20 Bitiş tarihi•15-04-21 ©ohmondiablo |#1 yoonkook|