Multimedya : Elvin :)
Kapının arkasındaki kutular yüzünden eve zar zor girebilmiştim. İlk defa büyüdüğüm evden uzaklaşmıştım. İlk defa okulumu, arkadaşlarımı bırakmıştım ve daha önce hiç gelmediğim bir yere gelmiştim. Bu benim için çok zordu ama kendimi burada oturan arkadaşımla avutuyordum. Rüyayla büyüdüğüm yere tatile geldiğinde tanışmıştık. Yaz tatilim onun sayesinde sıradanlıktan çıkmıştı. Çünkü binevi ruh öküzümdü o benim.
İkimizde çayı çok severdik ve cool olmaya çalışmak için 'şekersiz içiyorum' yapmazdık. Tepeleme doldururduk bardağa. Pizzadan dürüm yapardık mesela. Ya da balkona çıkıp dışardan gelen geçene laf atardık. Bazen sadece lafla kalmaz üzerlerine fındık, çekirdek, Allah ne verdiyse atardık. Yani anlıyacağınız yaz tatilinde gelen bu kız benim ruh öküzümdü. Ne kadar yaz tatili bitince ayrılmak zorunda olsakta iletişimimizi koparmamıştık.
Şimdi ise Rüya'nın okuduğu liseye gitmek için annemle babamı ikna etmeye çalışıyordum.
- Biricik ailecim. Noluuur beni Rüya'nın okuluna yazdırın. Bakın başka okula gidersem yalnızlık çeker, bunalıma girerim. Sürekli başınıza ekşirim. En iyisimi siz baştan beni o okula yazdırın. Please , please ? diyerek kedi yavrusu bakışlarımı atmıştım.
- Tamam kızım , senin istediğin gibi olsun. Ama eğer Rüya'yla gezip tozup notlarını düşürürsen bu sefer biz senin başına ekşiriz haberin olsun. diyen babama kocaman öpücüklerimi gönderdikten sonra koşarak odama gittim. Tabi bu haliyle bir oda gibi duruyomuydu bilmiyorum ama benim odam olucaktı sonuçta. Yerde duran ve içinde benim eşyalarım olan kutulara bakıp :
- Kusura bakmayın çok yorgunum sizi daha sonra yerleştireceğim. diyerek kendimi yatağımın üzerine attım ve bugün başımdan geçenleri düşündüm. Kaslı, yakışıklı, zengin, öküz, gerizekalı, keko, man kafa, çöp kutusuna tam çöp atarken fırlayan kedi, habersiz yapılan sınav, tam film izleyecekken kesilen elektrik, dondurma kutusundan çıkan dolma... Bu saydığım özelliklerin hepsi bir öküzcüğe ait. Yakışıklı bir öküzcüğe.
Bu yakışıklı öküzcük bugün ne kadar beni arabasından indirmeye çalışsada ben arabaya bi koala gibi yapışıp 'yaaağğ beni evime götürsen ne olurr benciğğğll' diyerek ikna etmiştim. Tam ikna sayılmazdı aslında ama olsun. Yani ben arabadan inmeyince beni götürmek zorunda kalmıştı. Yol tarifim dışında konuşmadık. Zaten ben o öküzle ne konuşucaktım ki. Sadece ondan yararlandım puhahahahahahah. İçimdeki sapık boy gösterirken onu yerine geri teptim. O şekilde faydalanmadım tabisi , fesatlaşmayın.
Yorgunluktan kapanan göz kapaklarıma zorluk çıkarmadan kapanmalarına izin verdim ve yatağımda bi güzel yayılarak uykunun böğrüne atladım. Ne yani, hep kollarına mı atlıcaz. Birazda böğrüne atlayalım.
-------------------------------------------
Bir Cumartesi sabahına gözlerimi en küçük kız kardeşim Elif tarafından saçımdan, benden 2 yaş küçük kız kardeşim Ebrar tarafından bacağımdan çekilerek uyandırılmıştım. Evet 3 kız kardeştik ve üçümüzünde ismi 'e' ile başlıyordu. Biricik ailem isimlerimiz içinde uyum yapmaya çalışmıştı.
-Yaaaağğğğ uyansana be ayııı diye bağıran Ebrara gözlerimi açtıktan sonra :
-Ya bıraksana be mal diyip aklıma gelen fikirle devam ettim :
- Ya da sen bilirsin , zulanın yerini öğrendim sonuçta ve zulanın hepsini yürütücem diyerek tehtid edip yatakta doğrulmaya çalıştım.
- Tamam be , bişey demedik. diye geri adım atman bi işe yaramaz ebrarcık. O zula yürütülecek. Çümkü çikolataların beni senden daha çok seviyor. Kardeşcağızlarıma kötü bakışlarımı attıktan sonra uyku sersemliğimden çarpık adımlarla tuvaletin yolunu tuttum.