3. BÖLÜM

180 15 11
                                    

Multimedya : Arel :)

Sınıfa giren kişi hastaneye gittiğimde bana çarpıp üstüne bağırdıktan sonra bana zorla iğne vurdurtan öküzden başka kimse değildi. Benim ağzım iki karış açılırken. Hoca bu öküzcüğe dönüp :

- Arel, bir günde geç kalma. diyordu. Ben 'demek öküzlerinde adı varmış' diye düşünürken artık adını öğrendiğim bu öküz hocayı takmayıp bana doğru geliyordu.

- Heryerde karşıma çıkmak zorunda mısın?

Bu cümleyi kuran karşımda duran Areldi. Cümlem ne güzel oldu , çok uyumlu diyerek kendimi överken Arelin söylediği cümleyi sindirmeye çalışıyordum.

- Bu cümleyi benim söylemem gerekirdi. diyerek kendimi savundum. Hayır yani, benim onu takip ediyormuş gibi düşünmesini istemem. Gerçi düşünse ne yazar? Takip etmiyorum sonuçta.

- Tamam sen söyledin sayalım , şimdi çık sıramdan.

Benim söylediğim cümleden sonra gözlerini devirip böyle bir emir vermişti Arel Bey.

- Yok ya ? Sen beni salak sandın heralde ? diyip devam ettim. "Hem nerden senin sıran oluyomuş ? Tapulu malın mı?"

Söylediklerim üzerine kahkaha atan Arel'e bön bön bakıyordum. Hayır yani, çok mu komik ?

- Evet ufaklık seni salak sanmıştım. dedikten sonra benim gibi duraklayıp devam etti : "Ayrıca, sana benim kim olduğumu söylemediler heralde."

Ufaklıkmış. Sensin ufaklık. Mal, öküz, gerizekalı, keko...

- Ne ufaklığı be! Benim olduğum sınıfta sende varsan benden çokta büyük olduğunu sanmıyorum. diyip onun yaptığı gibicümleye devam ettim : "Ayrıca, senin kim olduğun beni hiç ilgilendirmiyor. Istersen Obama ol. Beni bu sıradan kaldıramazsın"

Söylediklerim üzerine kaşlarını kaldırıp sırıttıktan sonra tüm gözleri bize doğru dönmüş olan sınıf arkadaşcıklarıma doğru dönüp cam kenarında en arka tarafta oturan kaslı tayfaya doğru bakışlarıyla beni gösterdi Arel Bey. Bu yaptığı hareketle birlikte kaslı tayfa bana doğru yaklaşıp sırayı tuttukları gibi beni sırayla birlikte havaya kaldırdılar. Bunun üzerine Acun'a bağlayıp 'Yok Artık!' demek istesemde yutkunup Arel'e doğru baktım.

- Birincisi ben ufaklığı o anlamda söylememiştim. İkincisi seni o sıradan kaldıramayacağıma o kadar emin olma."

Hastanede iğne yaptırmıcam diye tepinirken Arel'in araya girip 'Bu kadar emin olma' dediğini hatırladım. Kendinden alıntı yaptı zeki çocuk.

- Ufaklığı hangi anlamda söylemiş olursan ol. IQ'n ayakkabı numaramdan küçük olduğu sürece bana ufaklık demen anlamsız olucaktır.Şimdi beni indir buradan. Altım gözükücek seni gerizekalı!"diyip uzun cümlemden sonra derin bir nefes aldıktan sonra sırayı tutan çocuklara vurmaya başladım. Benim Arel'e hakaret etmemden sonra hoca yanımıza gelerek:

- Tamam çocuklar, hadi indirin kızı. Elvin sende başka sıraya geç kızım.

dedi. Nerdesin sen be gülüw¿

- Sen karışma! diyen hocaya kükreyen Arel'e tekrar ve tekrar iki karış açık ağzımla baktım. Bildiğin hocaya bağırıp emir verdi. Ve şaşırtıcı bir başka noktada ne sizce? Hoca bişey demeden yanımızdan gitti. Bunu hocaya söyleyebilen bana neler yapmaz diye ne kadar düşünsemde bu andan sonra geri dönemezdim.

Arel'in gözleri bana doğru döndükten sonra bir an gözleri parladı ve sırıtmaya başladı. Beyninin içinde ampullerin yandığını hissettim.

- Tamam bırakın. diye kaslı tayfaya emir verdi Arel Bey. Sırayı tutan çocuklar beni sırayla birlikte yere bıraktıktan sonra Arel yanıma gelerek beni duvar kenarına doğru itti ve sıraya oturdu. Dengesiz misin oğlum?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 17, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Uzak İhtimalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin