Gözlerimi açtığımda hala uçaktaydım muhtelem yine en fazla yarım saat falan uyudum uyudum da ben şu anda bi şeyin üstünde uyyorum ah olamaz tahmin ettiğim kişi olamaz! ah Uzay bebek gibi uyyuyor ışık hızıyla kalktım, sonra o da uyandı...
"Noldu" dedi anlamaz ve umursamazca ;
"Hiç yok hiçbişey nolmuş" dediğimde, "önce ben sordum" dedi. "bişey yok" dedim. Omuz silkip önüne döndü.
Üstünde bez parçası olan hostes bez parçası olan diyorum çünkü kalçasıyla arada milimlik yer kalmış elbise diyemeyeceğim bir şey giymişti. Uzay kıza yiğecek gibi bakerken hostes yanımıza geldi bana bir kez bile bakmadan;
Bi isteğiniz varmı efendim çay kahve falan " dedi azını gererek ben senin o gözlerini oyar ağzını yırtarım ama...
Uzay'a baktığımda hala kızın ağzına bakıyordu. Uzaya ters ters baktım. Farkına varmış olacak ki kıza gülümsedi tam ağzını açacakken, kıza en yapmacık ses tonumla;
"Hayır canım çay kahve falan istemiyoruz!" kız gittiğinde Uzay gülmeye başladı.
"Az önce beni kıskandın " dedi. Kıskanmışmıydım yok canım daha neler tanışalı ne kadar oldu ki kıskanayım...
"Ne kıskanması banane ben sizin flörtleşmenizi çekemem" dediğimde ne kadar inanmamış gözüksede sustu. Ama ben susamazdım o kadar saat yolda konuşmam lazım zaten uyyamıyorum konu açmam lazım.
"Çin'e neden gidiyorsun"
"Sanane" doğru banane
"İnsan gibi konuşamaz mısın sen ? "
"Hayır"
"İnsan olmadığını kabul ediyosun yani"
"Evet ediyorum bu insanlık için fazla yakışıklı ve olgunum " kapak bana ne diycem mal gibi bakmaktansa konuyu değiştireyim bari.
"Neyse ne kaç yaşındasın"
"19"
"Bende 18 sordun ya hani "
Birazdan sıkıntıdan ölcem Uzay azcık konuşsan nolcak.
"Muhabbetine doyum olmuyor "
"Biliyorum"