Ekim'den
Üçü geçiyordu ben gökdelenin asansöründen çıkarken. Asansörden indiğimde önümde demir merdivenler vardı. Ellerimi demirlere attığımda terlediklerini fark ettim.
Onu göreceğimi bilmek kalbimin haddinden fazla atmasını sağlıyordu.
Onun Deniz olduğunu biliyordum. Hissediyordum. Reddetse de aptal değildim.
Merdivenleri tırmandım ve sonunda çatıya çıkmıştım. Etrafa baktığımda kimse yoktu. Bu kadar mıydı? Kandırılmış mıydım?
05**: solundayım
Soluma döndüğümde siyah bir balonun uçtuğunu gördüm. Altında mumlar vardı. Rüzgar sayesinde kenarları uçuşan kağıtlara bağlıydı balon.
05**: hoş kal sevdiğim, sen hep hoş kal
Gözlerimden akan yaşlarla balona yürüdüm. Anlayamıyordum. Gitmiş miydi?
Balonun ipi kağıtların üstünde duran bir taşa bağlıydı. Kağıtları ve taşı kucaklayıp yere oturdum. İlk kağıdı elime aldım.
Sevgili Ekim
Öncelikle senden isteğim mektuplarımı tamamen okuyuncaya kadar bana, balonuma, iyi bakman. Her şey bittiğinde onu özgür bırakacaksın merak etme.
Bir şair olsaydım Ekim, bir tek senin hakkında yazardım. Bir ressam olsaydım, bir tek seni çizerdim. Bir müzisyen olsaydım, bir tek seni çalardım. Bir insan olsaydım, en çok seni düşünürdüm.
Ancak bu dediklerimden hiçbiri değilim.
Affet beni Ekim. Ölümü senden daha çok düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir gece // girlxgirl
Teen Fiction05**: bu bir oyun değil. 05**: seninle konuşmak istiyorum 05**: seninle konuşmadan ölmek istemiyorum