-Taehyung'un ağzından-
Çalan kapıyla beraber elimdeki kitabı masanın üzerine bırakıp yavaş adımlarla kapıya ilerledim ve delikten baktığımda tanıdık yüz ile kapıyı açıp gülümsedim.
"Selam güzelim beni özledin mi?"
Jungkook sorusunun cevabını beklemeden içeri girip dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve tek eliyle belime sarıldı.
"Annem yemek yolladı beraber yeriz diye düşündüm yemek yedin mi?"
"Ah en son konuşmamızdan beri yemedim güzel olur."
Jungkook'la beraber masayı hazırlamaya başlamıştık. Tabaklara koyduğu yemekleri masaya yerleştirirken o da içecekleri doldurup yanıma gelmişti. Yemekten bir çatal alıp ağzıma attığımda ağzıma yayılan tat ile gülümsemiştim, annesi çok güzel yemekler yapıyordu ve çatlayana kadar yemek istiyordum lakin midem genişleme aşamasında olduğundan dolayı buna pek izin vermiyordu.
"Teyung bugün beraber uyuyacağız değil mi? lütfen beraber uyuyalım, seninle uyumak istiyorum." Junkook'un yönelttiği soru ile ona bakıp gülmüştüm. Bazen küçük bir çocuk gibi oluyordu fakat ben onun bu hallerini seviyordum.
"Jungkook kendimi bilmesem sana asla baskın karakter demezdim ve bugün beraber uyuyabiliriz."
"Bebeğim ben sadece sana karşı çocuk kişiliğime bürünüyorun diğer insanlara karşı böyle olmadığımı en iyi sen biliyorsun."
Bu dediğine kahkaha atmıştım "Sen diğer insanlara karşıda böylesin kookie. Instagramdaki fotoğraflarına hiç bakmıyorsun herhalde?"
"Eğlenceli bir kişiliğim canım kıskanma. Dur bak yeni aklıma geldi, son gönderinde bir şey açıklayacağım demiştin ne açıklayacaksın?"
"Kilo problemimi açıklayacağım artık zamanı geldi. Çoğu yıllardır benimle birlikte olan kişiler bu arada bir haberim daha var."
"Neymiş o?"Meraklı gözlerle beni izlediğinde gülümsemiştim. Bu meraklı hallerini seviyordum ve bu yüzden onu hep meraklandırmak istiyordum.
"Jin hyung'un yeni dergisinin kapağında bizim fotoğrafımızın olmasını istiyor cevap vermeden önce sana sormak istedim. Belki istemeyebilirsin, emin olmadım yani."
"Uzun zamandır çekim yapmamıştım güzel olabilir ayrıca seninle olması daha güzel olur."
"Oldu o zaman ben yarın mesaj atarım geç oldu şimdi." Kabul etmesine sevinmiştim. Jungkook ile kamera karşına geçmek beni heyecanlandırmıştı çünkü kamera karşında olmak ona yakışıyordu ve belki de ben de onunla olursam ben de kameralara yakışırdım? yani umarım yakışırım.
"Tamam ben doydum yatalım mı?" Jungkook sırıtarak bana bakmaya başladığında yemeği ne zaman bitirdiğini sorguluyordum. Tabağımda kalan son lokmayıda ağzıma attığımda başımı olumlu anlamda salladım.
"Sapık tavşan, tamam yatalım ben de yoruldum zaten bugün."
Ayağa kalkıp yanıma geldi ve beni kucağına alıp yukarı çıkmaya başladığında kıkırdamıştım. Beni kucağına almayı seviyordu, ben de seviyordum ama bunu bu kadar çok alışkanlık haline getirmesini istemiyordum. "İtiraz ederdim ama cidden yorgunum."
"Miniciksin o yüzden seni kucağıma almayı seviyorum" Bunu biliyordum maalesef.
"Bende kucağında durmayı seviyorum kook ama bunu alışkanlık haline getirme." Odaya girdiğimizde yavaş adımlarla banyoya ilerlemişti.
"Bebek gibisin, tanrım çok tatlı..."
Banyoya girdiğimizde beni yere indirdiğinde kendi diş fırçamı alıp üstüne macun sıktığımda Jungkook diş fırçasını bana uzatmış bekliyordu. Ona da macun sıktığımda beraber sessizce dişlerimizi fırçalamaya başlamıştık. Aynadan ona kısa bakışlar atıyordum ve onu o tavşan dişlerini fırçalarken görmek beni mutlu ediyordu. Acaba bu haliyle ne kadar şirin göründüğünden haberi var mıydı?