Tanrı öldü Wei Wuxian!

64 5 8
                                    



Lan Wangji ile aralarına son bir haftadır soğukluk girmişti. Rahiple ne zaman konuşmaya çalışsa ya da yanına gitmeye kalkışsa bir şekilde rahip Wei Wuxian'dan kaçmayı başarıyordu. Kaçma kovalama oyunu yüzünden oldukça yorgun ve mutsuzdu.

Yetmezmiş gibi bir de Jian Cheng ile kavga etmişlerdi. Aslında bu, onların günlük rutini olmasına karşılık ilk defa şiddetli, ateşli tartışma yaşamışlardı. Fengmian öldükten sonra evin geçimini sağlamak için Cheng, işten işe koşuyordu ancak Wei Wuxian, kendisinin aksine zamanını boşa geçiriyordu. Bu da onu sinirlendiriyordu, böylece tartışmanın fitili ateşlenmişti.

"Bir adam yüzünden kendi ailenin nasıl bir durumda olduğunu görmüyorsun!" demişti Jian Cheng. Wei Wuxian sessizce başını eğmişti. Üvey kardeşinin suskunluğuyla daha fazla bozulan sinirleri mantıklı düşünmesini engellemişti. "Neden tüm gün aylaklık ediyorsun Wei Wuxian? Babam senin böyle davrandığını görseydi seni asla yanına almazdı! Belki de almamalıydı! Bir rahip yüzünden günlerdir eve gelmiyorsun!" bağırıyor ve Wei Wuxian devamını dinlemeyi bırakıyor. Aklından geçen tek bir düşünce var.

Sen de biliyorsun, iş aramaya birlikte gittik kardeşim. Başka köylere bile gittim iş için. Kimse lanetli birine iş vermek istemiyor ve ben sizi utandırmamak, size laf gelmemesi için eve nadiren gelerek beni sizle görmelerini engellemeye çalışıyorum ve biliyorsun bunları. Yalnızca sinirini çıkaracak birini arıyorsun. Eğer rahatlayacaksan kabulüm.

Eve gitmediği uzun zamanlar olmuştu ancak ilk defa eve üç haftadır gitmiyor. Shijesi için endişeleniyor ancak Jian Cheng'in ablalarını yatıştıracağını biliyor.

Lan Wangji düşüncelerini toparlayamıyor. Kilisenin yakınında küçük bir evde kalıyor. Gece yarısı uykusundan uyandıran şahısa karşı öfke duymuş olsa bile hemen toparlandı. O bir rahipti. Gece yarısı kapısı çalındığına göre birinin yardıma ihtiyacı vardı ve Lan Wangji elinden geleni yapardı. Boşuna rahip olmamıştı. İnsanlar için yaşıyordu. İnsanları kurtuluşa erdirmek, günahlarını silmek ve onları doğru yola getirmekti görevi. Yardıma muhtaç olanlara evini, kapısını açardı.

Her şey hızlı ve beklenmedik şekilde gerçekleşti. Kapısını çalan kişi görmekten haz edeceği son kişi, Wei Wuxian'dı. Berbat haldeydi. Gece boyu süren yağmurda ıslanmış, uzun saçları alnına yapışmıştı. Kıyafetleri vücudunun her bir ayrıntısını detaylıca gösteriyordu. Wei Wuxian ıslaktı. Saçları ve vücuduna yapışarak Lan Wangji'yi günahkar düşüncelere sürüklüyordu.

Wei Wuxian kapısındaydı. Yardıma muhtaçtı ve Lan Wangji rahipti. Kalacak bir yer, yiyecekler vererek yardım ederdi ancak Wei Wuxian'ın istediği yardım kesinlikle bu değildi.

Gözleri karanlıkla doluydu. Lan Wangji şaşkınlık ve merakla hemen onu içeriye almış, temiz kıyafetler vermişti. Süt ısıtmış ve içine tatlı olması adına bal koyarak karıştırmış ve baş belasının eline tutuşturmuştu. Tüm bunlar olurken Wei Wuxian sessizce kendisine ne deniliyorsa onu yapıyordu.

Rahip, onu bu duruma sokan neydi merak içinde ancak sormayacak kadar korkak.

"Süt sevmem." diyor. Rahip kaşlarını çatıyor, emrivaki sesiyle, "İç." diyor ve Wei Wuxian rahibin sözünü ikiletmiyor.

Wei Wuxian bir yudum içiyor ancak devamı gelmiyor. Boğazında hiç geçmeyecek bir yumru var. Süt, su ve herhangi bir şey yumrusuna iyi gelmiyor. Her yutkunmasında tükürükleri diken gibi batıyor. Kanıyor.

"Jian Cheng'i sana uzun uzun anlatmıştım Lan Zhan. Hatırlıyor musun? Dün onu rüyamda gördüm. Rüyamda bile bana bağırdı. Bir insan hiç değişmiyor değil mi? Tek bir cümle kurdu. Tek bir cümle, kabus sayılır mı?"

Lan Wangji cevap vermiyor.

"Tanrının öldüğünü söyledi. Tanrı ölmüş olamaz. Eğer tanrı öldüyse beni, bu cehennemden, kim kurtaracak? Çünkü ben kendimden kurtulamıyorum. Lan Zhan tanrı var mı yok mu? Söyle bana lütfen! Nereye, kime dua etmeliyim? Sen bana tanrının ettiğinden daha çok yardım ediyorsun. Öyleyse gerçek Tanrı sen olmuş olmaz mısın? Lütfen beni kurtar."

Rahip ve Günahkâr | WangxianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin