"Doğurganlık derken?"

60 8 1
                                    


Evet şuan Taehyung'la birlikte oturmuş Jimin'in Yoongi adındaki uzaylıyı evime getirmesini bekliyorduk neyseki evlerimiz arasında kısa bir mesafe vardı.
O arada Taehyung'la hiç konuşmamıştım ki onun şaşkın şaşkın etrafı izlemesini izlemiştim hayatında ilk defa görmüş gibi bakıyordu etrafa.

"Bu ne?" irkilirken parmağıyla gösterdiği yere baktım televizyonu gösteriyordu.

"Televizyon" dediğimle kaşları havalanmış televziyona tuhaf bakışalar atmaya devam etmişti.

"Ne işe yarıyor peki?" sorusuyla kala kaldım televizyonlarıda mı yoktu!?

"İçinde farklı film ve diziler var açıp izliyorsun" açıklamamla anlamsızca yüzümü izlemişti derin bir nefes alarak kumandoyu elime alıp hızla televizyonu açtım çıkan görüntüyle gözleri kocaman açılmış televizyona hayretle bakıyordu.

"Bütün insanları bu kutuya nasıl koydunuz?" dediğiyle gülmeme engel olamadım cidden tatlıydı.

"İçinde insanlar yok kameralar onları çekiyor ve televizyonda bize izletiyorlar" dediğimi anlamasada beni sıkmamak için başını sallamıştı.

"Bu dünyada cidden farklı şeyler var" dediğiyle başımı salladım bir yerden sonra karşımdaki bedene alışmıştım.

"Taehyung koreceyi nasıl öğrendin?" sorumla bakışaları beni bulmuştu ilk defa ona birşey sorduğum için şaşırmıştı.

"Ahh Jones öğretti cidden çok bilgili biri daha önce dünyaya inmişti ve sizin konuşmanızı öğrendi ama çok fazla kapsamlı değil yani çoğu şeyin anlamını bilmiyorum cidden bu dili öğrenmek tam bir günümü aldı." dediğiyle gözlerim kocaman açılmıştı.

"Bir gün mü!?" şaşkınlığım karşında kaşları çatılırken başını salladı.

"Evet" cidden bir gün kadar süreyle koreceyimi öğrenmişti siktir bende uzaylı olamak istiyorum.

"Peki sizin dünyanızda nasıl konuşuluyor?" sorumla gülümsedi.

"Biz konuşmuyoruz düşüncülerimizi okuyoruz" dediğiyle gözlerim kocaman açılmıştı.

"Benim düşüncelerimi okuya biliyormusun?" sorumla başını olumsuzca salladı.

"Hayır sadece kendi türümde olanların düşüncelerini okuyabilirim" dediğiyle derin bir nefes aldım ödüm patlamıştı.
Evimde kesinlikle düşüncelerimi okuyan birini istemezdim.

"Peki nasıl bir günde korece öğrendin?" sorumla gülümsedi.

"Çok basit iki Algora yanyana gelip birbirlerinin elini tutuyorlar ve birbirilerine öğrendiklerini aktarıyorlar" dediğiyle gözlerim kocaman açılmıştı resmen mükemmel yaratılmışlardı.

"Algora sizin türünüzemi deniyor?" hızla başını salladı.

"Cidden siz insanların dili çok karışık öğrenmek çok zordu bir kelimeye binlerce anlam yüklüyorsunuz." dediğiyle güldüm doğruydu.
Yüz kelimesinin bizde tam dört anlamı vardı ve bunun gibi daha farklı anlamlara gelen binlerce kelimemiz vardı.

"Ama sizin dünyanız bizimkinden güzel" söylediğiyle kaşlarım havalanmıştı.

"Neden öyle düşünüyorsun?" gülümsedi.

"Çünkü sizin dünyanızda canavarlar yok o yüzden sanrım tanrı size özel güçler vermemiş bizim galaksimizde ise binlerce canavar var." burukça gülümsedi.

Ama bilmediği bir şey vardı tanrı bize özel güçler vermemişti çünkü biz kendimiz canavarlara dönüşmüştük.

Kapının çalınma sesiyle hızla ayağı kalktım Jimin gelmiş olmalıydı.
Taehyung şaşkınlıkla sesin nerden geldiğine bakmaya çalışıyordu.
Kıkırdayıp ayağı kalkarak kapıya yöneldim.
Aslında uzaylı biriyle tanışmak okadarda fena değilmiş.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

My AlienHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin