İlk Kâbus

19 1 0
                                    

Henüz 16 yaşında olan Nathew, Nuates adında küçük  kasaba da yaşıyordu. Henüz lise 2'ye giden Nathew oldukça tempolu bir hayat yaşıyordu. Okul basketbol takımındaydı ve çok iyi oynardı. Gerçek bir savunma oyuncusuydu. Onun yanında okulun en iyi satranç oyuncusuydu bu özelliği sadece satranç kulübüne gidenler biliyordu. Ve oldukça zeki bir gruptu. Nathew yazılıma meraklı bir gençti, kodlarla yapabildiği şeyler ve tüm kontrolün elinde olması gerçekten onu mükemmel hissettiriyordu. Bağımlı denilecek kadar seviyordu.


Günlerden bir gün; 13 Nisan 2017 her zaman ki gibi Nathew için sıradan ve yorufu günün sonunda o peşini bırakmayacağı korkunç ve asla anlam veremeyeceği kabuslardan ilkini görmüştü.


13 Nisan 2017 İLK KABUS:
Nathew uyanmıştı her zamanki gibi elini yüzünü yıkadı dişlerini firçaladı. Kahvaltı etmek için odasından çıkınca fark etti ki evde kimse yoktu. Ailesine seslendi ama bir ses yoktu. Şaşırmıştı, nereye gittiklerini düşünüyordu ama çok aldırış etmeden evden çıktı. Evden çıkar çıkmaz Nathew bir trendeydi. Aradaki zaman tamamen yok olmuştu. Sonra trende bir farklılık hissetti tren daha genişti ve bazı vagonlarda televizyon gibi farklı şeyler vardı bu onu şüphelendi. Böyle birşeyle ilk defa karşılaşıyordu, vagonları gezmeye başladı kimse yoktu bomboştu en arka vagon dışında...

Arka vagon diğerlerinin aksine hiç bir  şey  yoktu sadece koltuklar ve onların üstünde oturan hiç tanımadığı 6 yabancı sohbet ediyorlar ve gülüyorlardı. Nathew'i fark etmediler bile. Nathew hala şaşkın bir şekilde onları izlerken bir ön vagona geçti ve oturup düşünmeye başladı ama ne düşüneceğini bilmiyordu.

Hangi birini düşüneceğini bilmiyordu. Ailesi neredeydi? Bu tren de neyin nesi? Buraya nasıl geldim? Bu insanlar neden beni fark etmedi? Bunları düşünürken arka vagondan biri geldi. 170 boylarında siyah gömlek ve siyah pantalonlu tombul esmer bir çocuk. Tahminen 16 17 yaşlarında idi. Ama asıl şey Nathew onu arka vagonda görmemişti. Peki ya bu çocuk nasıl geldi buraya? Çocuk yaklaştı ve şunları söyledi "Hey Nathew beni hatırlamadın mı dostum?" Nathew bu şaşkınlıo ve korku içerisinde ona bakıyordu ve birşey söyleyemiyordu. Çocuk bir süre baktıktan sonra  ön vagona doğru ilerledi ve kayboldu. Onun gitmesinin ardından tren durdu ve arkada bir hareketlenme oldu. Nathew merak etti ve bakmaya gitti.

Trenin arka kapısı açılmıştı ve gördüğü karşısında tamamen şok olmuştu. Hava kararmıştı akşam olmuştu ve okulun önünde durmuştu tren ama daha bitmedi 2 kadın kapının önünde kavga ediyordu ve Nathew durdurmak için yanlarına gitti. Kadın diğer kadına tokat atıcakken Nathew kadını korumak istedi ve önüne geçip tokatı yedi ne olduğunu anlamayan Nathew tokat atan kadının Nathew'a tokat atması üzerine çekip gitmişti. Nathew olanları sormak ve yardım etmek için kadına döndü ve bir şey diyemeden kadın ona teşekkür ediğ ağlayarak gitti. Nathew durdurmak istedi ve kadının arkasından giderken 3 adım sonra kendisini çölde buldu. Ne olduğunu anlamayan Nathew etrafına baktığında solunda bir kumdan dağ gördü ve başka hiçbirşey yoktu biraz gittikten sonra dağın bitişinde onu bekleyen biri vardı ve şöyle dedi. "Hey Nathew beni hatırladın mı?" Nathew sesi duyduğunda o kadar çok korkmuştu ki dona kalmıştı. Çünkü Nathew kimin geldiğini anlamıştı. Trende ki çocuktu bu ama nasıl? Nasıl olabilir? Diye düşündü Nathew. Şaşkınlığı ve korkusu yüzünden Nathew'ın bedenini kontrol edemiyordu. Ve birden sağında bir çukur açıldı ve suyla doldu. Ve o trendeki çocuk onu orada boğmaya başladı. Nathew nefes alamıyordu. Hiçbir şey yapamıyordu. Nefes alamıyordu sudan çıkamıyordu. Korkuyordu. O çok güçlüydü karşı koyamıyordu. Yoksa?... Yoksa Nathew burada ölecek miydi? Artık sonda mıydı? Çırpınmaya çalışıyordu ama hayır hiçbit etkisi yoktu. Nathew karşı koyamıyordu. Ve birden kendisini yatakta buldu. Nefes nefese idi kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Korku hala devam ediyordu herşeyin geçtiğini söylüyordu kendi kendine.

Ama her şey bitmiş miydi?...

Nathew nefes almak için camını açmaya gitti ve perdeyi açınca gördükleri karşısında şok oldu. Pencereden baktığında gördüğü şey her zaman gördüğü manzara değildi. Sabah oluyordu ama hala o çöldeydi... Nathew  çıldırmıştı. İmkansız bu diye haykırmaya başlamıştı aynı boğuluyormuşcasına bir çırpınışla odasında dört dönüyordu gördüğü yerleri bazen göremiyordu sanki kablosu gevşek monitör gibi görüntü gidip gidip geliyordu ve bu daha fazla korkmasına sebep oluyordu. Nathew artık pes etmişti ne olacaksa olsun dedi ve oturup bekledi. Ve kendini tekrar yatakta buldu. Aynı korkuyla aynı kalp atışıyla ve hemen ailesinin odasına gitti ve uyanmak istediğini söyledi. Ailesi ona herşeyin geçtiğini  gerçekten uyandığını söyledikten sonra Nathew gerçekten rahatladı ve sakinleştikten sonra tekrar uyudu.

KayboluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin