Piyano sınıfından çıkarken hala kıpkırmızı olan yanaklarıma dokunuyorum. Belki de sesli düşünmemişimdir, ha?
Koridor buraya gelirkenkinin aksine çok daha gürültülü. Ama adım seslerimi duymadığım için seviniyorum çünkü onlar şu an beni sadece daha da tedirgin edecek.
Yavaşça yürürken bir bedene çarpıyorum. Daha doğrusu onun bana çarptığını söylemek daha doğru. "Pardon, Chul seni yine görmedim galiba" diye mırıldanarak başımı kaldırıyorum. Ve yine başımdan boynuma kadar kızarıyorum. Çünkü gördüğüm kişi yine Yoongi'den başkası değil.
Yoongi bana yavaşça gülümsüyor ve ben de onun ne kadar dibinde durduğumu fark ediyorum. Gözlerim açılarak geri sıçrarken Yoongi sadece daha da gülümsüyor. Çok. Güzel. Gerçekten.
Yavaşça boğazını temizliyor. Gülümsemesi hala orada. Sanki, sanki istesem alabilirmişim gibi...
"Bay Sung dönem ortası gösterisinde ikimizin bir performans yapmasını istediğini söyledi. Sana provalardan bahsedecekmiş."
Yani, yani ben ve Min Yoongi...
Aman tanrım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SWAG-|MİN YOONGİ|
FanfictionHani şu 'HER SINIFTA' olan gözlüklü diş telli inek öğrenci var ya ; işte o benim. Yapıcak hiç bir şeyi olmadığında kitap okuyan kızım ben. Ya da sadece anime karakterlerine aşık olabilecek kızım ben. Peki........ Ya okulun en havalı çocuğu beni sev...