16 yaşımdan beri bu çöplükteydim. Şu an 19 yaşımdayım. Tam 3 senedir erkeklerin ağız kokusunu çekiyordum. Evet. Ben bir fahişeydim. Üvey babam yüzünden buradaydım. Istanbul'un en gözde fahişesi. Ama giyinişim fahişe gibi değil. Normaldim. Ben böyle olmayı istemiyorum.
"18. Oda Farah!" Diye bağırdı başımızda olan orospu kadın. Ayaklarımı yere vura vura odanın olduğu yere gittim. Bari yaşlı bir moruk olmasın. Odanın kapısını açıp içeri girdim. Nefret ediyordum. İçeride arkası bana dönük bir adam vardı. Kaslı vücudu acayip ilgimi çekiyordu. Arkasındaki hançer dövmesi de bir ilginçti.
"Merhaba" dedim sesimi en seksi hale sokarak.
Arkasını döndü ve gülümsedi. Hayatımda gördüğüm en yakışıklı adam!
"Merhaba güzellik" dedi etkileyini sesiyle.
"Im önce yapmak istediğiniz bir şey var mı yoksa hemen şey mi yapalım? " diye sordum. 3 senedir buradayım ama hâlâ utanıyorum. Bunun için kadın her gün dövüyor. Ah bu berbat. Ne yapayım alışamadım.
"Bu gün ben senin ellerine kendimi bırakıcam. Öyle bir şey olmayacak merak etme. Sadece... etkileye bildiğin kadar etkile" dedi. Bu ne biçim bir istek ya. Gerçi benim işime gelirdi ya neyse.
"Şey ım üstümü çıkarmama gerek va-"
"Sen nasıl istersen. İstediğini yapmakta özgürsün şu an"
Madem öyle o zaman çıkarmam.
Adamın kucağına oturdum ve boynundan kulağına kadar küçük küçük öpmeye başladım. Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu şu an. Elim ayağım bir birine dolanmıştı sanki. Onu ilk defa burada görüyordum. Kulağının tam altını öptüm ve öpmeyi bıraktım. Yüzüne baktığımda tek kaşını kaldırarak bana baktı. Böyle bakınca hemen dudağına yapıştım. Cidden o kadar tutkulu öpüyordu ki. Ben hiç böyle bir şey görmedim. Sanırım delirdim.
***
İşim bittikten sonra odadan çıktım. Yüklü miktarda bahşiş bırakmıştı. Tekrar gelir miydi acaba? Neden gelmesini istiyordum ki? Neden bana böyle bir şey demişti? Her neyse işime dönmeliyim.
***İş saati bittiğinde evime gitmek için yol aldım. Siyahlarımı üzerime geçirmiştim yine. Burdan bi an önce kurtulmak istiyordum. Her şeyin bitmesini istiyordum. Kendime zarar bile veremiyordum. Yasakdı. Bizi beğenmezler diye.. Cidden çok saçma değil mi?
yarın okul vardı. Evet lise sonum. Bir yıl kaldım sınıfta. Bu işi okuldan kimse bilmiyordu. Bilmelerini de istemiyordum. Çok utanç verici. Neler yaşadığımı bilmeden beni yargılayacaklar ve.. ve tekrar başka bir şehire gitmem gerekecek. Cidden bu durumdan artık sıkıldım. Kardeşime bakabilmek için yapmadığım şey kalmadı.
Eve geldiğimde hemen uzun bir duşa girdim. Duştan sonra üzerimi değiştirip yatağa uzandım. Alarm sat 06.30 a kurup derin olmasada güzel bir uyku çektim.Sabah kalktığımda saatin 7 olduğunu gördüm. NE? 7 Mİ? Hemen hazırlanıp evden çıktım. Koşarak okula gittim. Kapıyı çalarak içeri girdim.
"Im hocam geç kaldım girebilir miyim?" Diye sordum.
"Tabii kızım. Ben de yeni arkadaşınızı tanıştırıyordum sınıfla gel bakalım" dedi ve içeri geçtim. Sırama oturdum. Ve hocanın olduğu yere bakmaya başladım.
O burda. Dünkü hançer dövmeli çocuk. Bana baktı ve gözünü kırptı.
"Hassiktir..." dedim sesli bir şekilde. Dediğim an tüm sınıf bana baktı. O kadar sesli mi söylemiştim?
"Kızım niye küfür ediyorsun? Çık dışarı. Arkadaşına okulu gezdir. Terbiyesiz." Dedi. Oflayarak dışarı çıktım. Bu nerden çıktı ya. Söylerse sıçtım. Sikiyim böyle işi ya. Derken çocuk kapıdan çıktı.
"Selam" dedi. Konuşamıyordum resmen. Ne diyecektim ki? 'Aa merhaba dün gece nasıldı mı?' Diyecektim.
"Se-selam" dedim. Siktir. Kekeledim ya.
"Adın ne" dedi.
"Farah" dedim.
"Ben de Alp. Farahın anlamı neşe demek değil mi?" Dedi. Ne diyor bu ya? Normalmiş gibi konuşuyor bir de.
"Merak etme güzelim. Kimse bilmeyecek. Tabii benim de şartlarım var" dedi.
Merakla ona baktım.
"Nedir"
"zaman güzelim zaman" diyip yürümeye başladı.
"Salak orası ters yol burdan gidicez" yanıöa geldiğinde
"3 kuruşluk havamız var bozmasan olmuyor" diyip yürümeye başladı. Alp'in altın sarısı saçları ve mavi gözleri harikaydı. Tamam her erkek gibiydi ama değişik bir karizması vardı. Her kızın istiyeceğibir şekilde. Okulu biraz gezdikten sonra kantine çıktık. Acıkmış bey efendi. Aslında ben de acıktım da belli etmeyelim. O yemek alırken ben de bir masaya oturdum. O gelince yemeğine başladı. İnsan bir sorar yer misin diye. Hayvan işte. Isırdığı yeri uzatıp
''yör mösön' dedi ağzındakini çiğnerken.
''Yöröm yöröm'' diye onu taklit ettim ve tostundan bir ısırık aldım. Lezzetliymiş de. Gidip kendime de yaptırıyım bari. Ayağa kalktım ve yürümeye başladım.
''hop nereye''
''tost yaptırıcam'' dedim.
''bekle ben yaptırıyım sen dur'' diyip kantine koştu tekrar. Acaba benden istiyeceği şey neydi? Zor muydu? Cidden yapmazsam söyler miydi insanlara? Cidden aklım almıyordu. Kim nie böyle bir şey yapsın ki. Tamam kötü para ama ne yapayım? Bi kere kaçmayı denedim olmadı yani ne yapayım? Ben de istemiyorum orada çalışmayı. Yapacak bir şey yok. Aslında tek isteyim ölmek. Temiz olarak ölmek. Şu lanet evden bir an önce kurtulup namusumla bir işte çalışmak istiyorum. Her ne kadar geç kalmış olsamda. Tostu getirdiğinde hemen yemeye başladım. Zil çalınca da sınıfa gittik. Ne kadar da garip bir gün böyle. Dün genel eve gelen bir adam, şu an karşımda liseli. Bu gün daha neler olabilir acaba?Selaam selaam selam DSF:SD Ben İlayda ilk bölümü ben yazıyım dedim :DSF ikinci bölümü inci yazacak. Cidden bu sefer hikae tutacakmış gibi bir his var içimde. İçimizde daha doğrusu. Umarım beğenirsiniz. Bir fahişenin yaşamını anlatmak biraz zor gibi gelir diye düşünüyorum bize. Ama sizinde yormlarınızla bu yanlışları düzelticez multide Alpimiz var :D