3.0 -FINAL-

12.9K 761 430
                                    

Sesimi çıkaracağım ve seni bırakmayacağım

Gün batımına dek seni daha sıkı tutacağım

Ve karanlık usulca açıldığında pırıl pırıl parlayacağız

.
.
.

Bir yıl sonra;

.
.
.

Bazen hayat karşınıza hiç beklemediğiniz şeyler çıkarabilir. Düşük almayı beklediğiniz sınavdan yüksek alabilirsiniz, hayalini kurduğunuz şeye hiç beklemediğiniz anda siz tam pes etmişken kavuşabilirsiniz, hiç beklenmedik bir yardımla hayatınız yoluna girebilir ve kütüphaneden aldığınız kitabın arasında bir numara bulabilirsiniz.

Aslında sonuncusunun başınıza gelme olasılığı epeyi düşük fakat inanmayacaksınız ama benim başıma bir yıl önce böyle bir şey geldi.

Gittiğim kütüphanenin röntgenci görevlisi kitabımın arasına numarasını koydu. Ve ben de merak edip o numaraya mesaj attım. Aslında bazen beni o kadar sinirlendiriyor ki o anlık pişman oluyorum ama sonra öyle şeyler yapıyor ki o numaraya mesaj atan parmaklarımı öpmek istiyorum.

Tamam çok da abartmayalım ama birlikte olduğum bu adam, hayatımda verdiğim en doğru karardı. Onu sevmek bana yeni bir dünya görüşü kazandırmış ve hiç bilmediğim yönlerimi keşfettirmişti. O gelmeden önce bir adamı sevebileceğimi ya da bir adam tarafından böyle güzel sevilebileceğimi bilmiyordum.

Bir yıl içinde o kadar çok şey değişmişti ki...

"Oha, hayvan herif! Belimi kırdın!"

Arkadaşlarım hariç. Onlar bir gram değişmediler.

Güven, Tamer'in sırtına atlamış ve ikisinin birden yere devrilmesine neden olmuştu.

Çerez tabaklarını masaya yerleştirirken yerde güreşen iki aptala seslendim. "Herhangi bir şeye zarar gelirse ikinizi annemin insafına bırakırım. Uslu durun."

Gülerek birbirlerinden ayrılırlarken odamın oradan bir çığlık sesi geldi.

"Allah belanızı vermesin! Karşılaştığım şeye bak ya!"

Ayaklarını yere vura vura, ağladı ağlayacak bir surat ifadesiyle içeriye giren Rana'ya verdik tüm dikkatimizi.

Ne olduysa öğrenmek istemiyordum.

"Miraç, haberin olsun kanka, odanda sevişiyorlar."

Allah'ım sen bana sabır ver.

"Yuh! Amma abarttın be kızım!" diye içeriye dalan Bedirhan'a iğrenen bakışlarımı gönderdim.

"O çarşafları ateşe vereceğim."

Hemen ardından içeriye giren Efe sinirlerimi tamamen alt üst etmeye yetmişti. Tam ikisine bağıracaktım ki kapı çalınca koşarak kapıya gittim.

Ama beklediğim kişi gelmemişti.

"Bir sürü cips ve çerez getirdik!" diyerek poşeti elime tutuşturdu Melike ve içeriye koştu. Beyza ise bugün insancıl bir şekilde bana sarılarak selam veren tek kişi olmuştu.

"Hoşgeldin, kanka." diyerek onu da içeriye aldım ve belki gelmiştir diye etrafa bakınsam da apartmanda çıt çıkmadığını görünce hayal kırıklığı ile ben de içeri girdim.

Wildflower || b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin