| Cuma |
17:46.
.
.Kütüphanenin önüne gelmiştim ama içeriye girmeden önce biraz daha zaman kazanmak istiyordum. Bunun için yan taraftaki kafeden kahve almaya karar verdim ve ilk önce oraya girdim.
Kendimi kabullenmesi fazlasıyla zor olmuşken bir de bunu gidip Onur'a anlatmak imkansız geliyordu. Halbuki o çok kolay söylemişti. Her gün hiç bıkmadan ve zorlanmadan beni sevdiğini söyleyebiliyordu. Ben ise içten içe biliyor ama daha kendime bile itiraf edemiyordum. Çünkü Onur hayatıma girene kadar erkeklerden hoşlandığımın bile farkında değildim.
Onur'u bir anlık cesaretle öpmüştüm... Hatırladıkça tüm vücudumu ateş basıyordu. O kadar çok utanıyordum ki günlerdir ne mesajlarına cevap veriyor ne de kütüphaneye gidiyordum. Ama onu öpmek bir yandan da kendi içimdeki hesaplaşmalarım açısından iyi olmuştu çünkü o an hissettiklerimi reddetmem imkansızdı. Fakat tabii ki bu utandığım gerçeğini değiştirmiyordu.
Bana doğru uzatılan kahveyi baristanın üçüncü söyleyişinde fark ederek aldım ve parasını ödeyerek oradan ayrıldım. Etrafta oyalanacak bir şeyler aradım ama bulamadım. Bir elimde kahvem, kolumda kulpunu sıkı sıkı kavradığım çantamla kütüphaneye ilk adımımı attım.
Kulaklarıma kadar kıpkırmızı olduğumdan hiçbir şekilde onun olduğu tarafa bakmadım ve kuytu köşede kendime bir yer seçerek oturdum. Çantamdan matematik projem için çözdüğüm test kitabını ve kalemlerimi olabildiğince yavaş bir şekilde çıkararak masanın üzerine dizmeye başladım. Bir yandan da ufak ufak kahvemi yudumluyordum. Ve Onur'un tarafına bakmayı kesinlikle reddediyordum.
Kendi başıma yapabildiğim bir kaç sorudan sonra yanıma oturan bedenle irkildim ve hızla o tarafa döndüm ama yanımdaki kişi Onur değildi. Hatta bir erkek de değildi, daha önce okulda gördüğüme emin olduğum bir kızdı.
"M-merhaba... Umarım rahatsız etmiyorumdur?" dediğinde şaşkınca ona baktım.
"Hayır... Hayır, etmiyorsun. Bir şey mi vardı?"
Kız gülümsedi ama gerginliği hâlâ üzerindeydi. Diken üzerinde oturuyor gibiydi. Bana biraz daha yakınlaşarak kısık bir sesle konuşmaya başladı.
"Biz aynı okuldayız ve ben senin bir alt sınıfınım... Şey... Ben senden çok hoşlanıyorum! Eğer hayatında biri yoksa benimle konuşmayı kabul eder misin?"
Şaşkınlıkla kıza bakakalmıştım. Kendi aşk itirafımı yapmaya geldiğim yerde bir itiraf almak çok garip olmuştu. Bu duruma büyük bir kahkaha atabilirdim ama karşımda benden hoşlandığını söyleyen biri vardı ve tamamen yanlış anlaşılırdı, onu üzerdi. Bu yüzden kendimi tuttum ve sadece şaşkınlıkla bakmayı sürdürdüm. Ağzımdan tek kelime bile çıkmıyordu çünkü ne cevap vereceğimi düşünüyordum. Onu üzmeden nasıl reddedebilirdim ki?
"S-seni anlıyorum-"
"Yani bir şans verecek misin?"
"Ha-hayır-"
"Sen de haklısın, şaşırdın ama bence oluru var ha?"
"Beni dinle-"
"Reddetmeyeceğini biliyordum, çok rahatladım-"
"HAYIR!"
Bağırışımla karşımdaki kızın şaşkın, etraftaki birkaç kişinin ise kızgın bakışları bana dönmüştü. Onur'a bakmayı kesinlikle reddediyordum ama onun başından beri bizi izlediğine emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wildflower || b×b
Teen FictionMiraç: Yemin ediyorum şikayet ederim seni lan dört göz uzak dur benden Onur: Sen bu kadar sevimliyken bu mümkün değil kurabiyem . . boy×boy texting #1 homosexual 28.12.2020 #2 homosexual 05.08.2022