Jeongguk heyecanla elindeki bulundukları ülkenin broşür rehberine bakarken dudakların kısık bir çığlık kaçmış, Taehyung'u beklemeden hemen önünde ki Bran Kalesine girmişti. Rehber ve ekibini de umursamamış, daha doğrusu onlara ihtiyaç duymamıştı. Kendisi bu kale hakkında oldukça fazla bilgi biliyordu ve belki bu konu da rehberleri ile bile yarışabilirdi.
Yalnız olduğu dönemlerde ülkeleri araştırmıştı. Dünya'nın coğrafyasına hep bir ilgisi olmuştu. Şimdi ise hayalleri gerçekleşiyordu. On dört yaşından beri Romanya'yı gezip görmek istiyordu ve durumu pekte olmadıkları için bu onun için sadece hayal olarak kalmıştı.
Birkaç yıl önce ise ailesi onu evden kovduğunda hayalleri, aslında hayal olmaktan biraz çıkmıştı. Üzgündü ama bir bakıma da artık özgür hissediyordu. Kimse ona hesap soramayacaktı. Kimse çalıştığı yerden kazandığı parayı istemeyecekti. Kimse ama kimse onu kısıtlamayacaktı, en çokta bu onun hoşuna gitmişti ya. Özgürdü sonunda.
Ama elbet sorunları olmuştu. Bunlardan biri ise barınmaktı. Kalacağı bir yer yoktu bu yüzden kısa bir süreliğine yarı zamanlı çalıştığı yerde kalmak zorunda kalmıştı. Ama bir süre sonra kendisini kovmuşlardı. Sonrada bunun gibi pek çok olay yaşamış en sonunda kendisini eskiden Hoseok'un olan boks stüdyosunun önünde buluvermişti.
Kendisine onu alması için çokça yalvarmış en sonunda ise vücudunu kullanarak ona bir boksör olabileceğini söylemişti. Bu teklif ise Hoseok adına düşündürücüydü. O zamanlar hala stüdyosu için umutları vardı. Belki bir boksör daha iyi olabilirdi, böyle düşünmüştü. Onu yanına almış, kullanılmayan soyunma odasını, kendisine oda yapmasına izin vermişti.
O günden sonra Jeongguk çekingenliği konusunda biraz sıkıntı çekse de onlara çabucak alışmıştı.Hemen arkasını dönmüş, Taehyung'un elini sıkıca tutup kalenin başka bir bölgesine sürüklemişti onu. "Burası tanına yazar Bram Stoker'ın hayali karakteri olan Drakula Kalesi, olarak da biliyor. 1438-1442 yılları arasında kale, Osmanlı İmparatorluğuna karşı savunulmak için yapıldı ve birçok savaşta da savunulmak için kullanıldı. 18. Yüzyılın ortalarında Bran kalesi, Braşov şehrinde, yani burada askeri olarak stratejik bir rol üstlendi. Yani anlayacağın, burasının tarihini çok seviyorum. Üstelik Bram Stoker da sevdiğim bir yazar."
Sevgilisine bildiği şeyleri anlattıktan sonra, kolları omzundan etrafına dolanmıştı. Omzuna çenesini koyan Taehyung gülümsedi ona bakarken. "Burayı gerçekten sevmiş olmalısın o halde." Jeongguk yavaşça kafasını salladı sonra da fısıldadı hala hayran dolu bakışlarını tarihi yapıt da gezdirirken. "Çok."
"İstediğin yere geç hadi, fotoğrafını çekeceğim."
Jeongguk heyecanla onu onayladıktan sonra uzun sütunun yanına geçti. Taehyung boynunda asılı olan kamerayı kaldırıp, tek gözünü kapattı. Sevgilisi kendisine şirin pozlar verirken birkaç fotoğrafını çekmişti bile.Sonra gezmeye devam ettiler. Saatler sonra rehber eşliğinde bir restaurant da oturdular. Jeongguk sipariş ettikleri yemeği yemeden önce Taehyung'tan fotoğraflar çekmesini istedi. Taehyung hem yemeği hemde o yemeği yerken Jeongguk'u çekmişti.
Hava kararmaya başladığında otellerine gelmişlerdi. Odalarına çıktıktan sonra Taehyung yiyecek bir şeyler isteyeceğini söyleyip gitmişti, Jeongguk'ta o sırada kısa bir duş alıp yatağa uzanmış ve Taehyung'un çektiği fotoğraflara bakmaya başlamıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
