Korku

116 2 0
                                    

Babam her zaman ki gibi beni okula bıraktı.Arabada veda ederken o kadar büyük sarılmıştı ki öleceğimi sanmıştım.

" Kendine dikkat et güzelim.Bora sana çok fena bakıyor.Yicek gibi" demişti babam.

"Hadi ya asıl sen kendine dikkat et.Bir gün annem kıskançlıktan seni öldürebilir. Tvdeki mankenlere bakarken yakalanmıştın". İkimizde kahkaları patlatmıştık.Vedalaşıp inmiştim.

Kısık sesle "ah kahretsin daha derse yarım saat var" demiştim.

"Aynen öyle güzellik"

Hey bu ses? Ama ben kısık sesle konuşmuştum.Bora'nın duymaması gerekiyordu.

Zorda olsa suratıma bir gülücük yerleştirdim. "Hey selam. Geldiğini görmemiştim" dediğimde pis bir şekilde güldü ve "Çünkü ben görülmezim" dedi.

Ah ukala.Kendini ne sanıyordu ki.Tamam biraz kasları olabilirdi, birazda gözleri güzel olabilirdi, birazda dövmeleri seksi olabilirdi ama

"kimi kandırıyorsun? O çok çekici"

dedi iç sesim. Herkes onun peşinden koşuyordu. Tabikide ben hariç.O sevmezdi. Sevemezdi sadece eğlenirdi. Ve ben onun oyuncağı olmayı asla kabul etmezdim.

Kafamı kaldırdığımda onun grubunu gördüm. Hani şu her okulda bulunan serseri gruplar.

"Seninkiler gelmiş" dedim işaret parmağımı girişe doğru tutarken. Üç erkek iki kızdılar. Hepsi siyahtı. Biri hariç. Burak. Evet oda karanlıktı ama onu şimdiye kadar hiç siyahlar içinde görmemiştim.

"Apachi mi bu"

diyen iç sesime kıkırdamamaya çalıştım. Ama gerçekten komikti. Çünkü hep şalvar gibi pantolon giyerdi. Saçlarının bir kısmını boyardı. Erkekte bir garipti işte. Bora aniden yanımdan kalkıp gitti. Hey ama grubuna gitmiyordu. Çıkışa doğru gidiyordu. Merakla peşinden koştum. Bir adamla konuşuyordu. Tehlikenin abartılı olduğu bir adamla. Adamı sürerken göz göze geldik. Aman tanrım. Siyah gozleriyle bana dik dik bakıyordu. İçimden kaç diyen ses birden sustu. Çünkü bana doğru geliyordu. Hayır bu olamazdı. Kalbim göğsümü delip geçecekmis gibi atıyordu . Buz gibi bir rüzgâr suratıma çarptı.

Yanıma geliyor. Ne yapmalıyım. Of kahretsin şimdi tam da önümde durdu. Gitmesi gerekiyordu ama o siyah gözlerini bana iyice yaklaştırdı ve seni öldürürüm bakışı attı. Ama ben hiç birşey yapmamıştım ki. Kokusu burnumu doldurdu. Sanırım bizden bi kaç yaş büyüktü yada bilmiyorum. Arkasını döndü ve gitti. Buda neydi şimdi. Ölümcül bakışlar. İmalı kaşlar. Hiç açılmamış bir ağız. Konuşması gerekiyordu ama bunu yapmamıştı.

"Yıldız"

Adımı duymamla kendime geldim. Bu Burcu'nun sesiydi. İçim birden rahatladı. Çünkü Burcu'da kendisinede kanada yetecek kadar enerjisi vardı.

"Günaydın bebeğim" dediğimde koluma yapıştı. Sınıfa sürüklenirken " sana anlatacaklarım var" diyordu. Bu kız bu kadar enerjik olmak zorundamıydı. Gerçi Burcundan bahsediyoruz. Hani şu çenesiyle beni ilk iki ders hiç açılmamışuyutmayan biricik arkadaşımdan.

" Bil bakalım ne oldu" diye sordu heyecanla. Sırama kafamı koydum "uykum var hızlı ol" dedim. Dudaklarını üzdü. Ama sonra yine gülümsedi. Heyecanla çırpınıyordu. " Murat'la biraz sohbet ettik vee bana bu gece bara gitmeyi teklif etti. Aman Tanrım Yıldız inanabiliyomusun. O bana çıkma teklifi etti. Off çok mutluyum" Biraz fazla bağırmıştı galiba. Tüm gözler bize çevrildi.

Kısık sesle konuştum " Funda bunu duyarsa yada görürse seni gebertir. Bana kabul etmediğini söyle"

" Hiç bir şey yapamaz. Tabikide kabul ettim" dediğinde küfrettim. Başıma bela almak istemiyordum. Funda tam bir pislikti. Bora'nın grubundandı.

Hocanın sınıfa girmesiyle sustuk. Ders her zaman ki gibi sıkıcıydı. Başımı tam sıraya koyup gözlerimi yumacakken Bora'nın bakışlarını gördüm. Sürekli gözü üstümde olmak zorundamıydı? Ne var diye ima eden bir bakış attım. Sırıttı. Bu kadar pislik olmak zorunda değildi.

Ve sonunda öğlen arası oldu. Koşar adımlarla okuldan çıkmaya çalışıyordum. Dışarı kafamı attığım an geri girmek istedim. Korku yine bedenimi kavradı ve sıktı. Önceden hiç korkmazdım cesur biriydim taki o yağmurlu güne kadar. Evimize hırsız girmişti. Psikolojim alt üst olmuştu. Yeni yeni düzeldim.

Gözlerimi gözlerine kenetlendi. Yada yine ben kenetlendim. Saçları dağıtmıştı simsiyahtı. Bora yanına gidince gözlerini kaçırdı. Bir şeyler konuşuyorlardı her neyse ilgilenmiyorum. Okula geri dönmek zorunda kaldım. Kantinde oyalamaya başladım. Neden bütün kötülükler beni biliyordu ki. Tostumun son lokmasini ağzıma atıp çiğnedim. Tam yutkunurken Bora yanıma yanaştı.

"selam" dedi. Suratı donuktu. Fazla gülmüyordu. "akşam bir şeyler yapmak istermisin" diye sorduğunda donakaldım.

Önce o siyahlı adamla konuşmuştu sonrada yanıma gelip dışarı çıkmayı teklif etmişti. Tabikide hayır. Nazikçe gülümsemeye çalıştım ve " bu akşam olmaz ders calismam lazım" diye yalanı bir çırpıda söyleyiverdim. Tabikide yemedi. " Eminmisin? Çok eğlebilirdik güzelim? " işte şimdi pis pis sırıtmaya başladı.

"Pislik herif"

"Ah cidden bugün olmaz başka bir gün söz" dediğimde " sözünü tut bebek. Bekleyeceğim" dedi.

Buda neydi şimdi. Başka hiç derdim yokmuş gibi.

Gözlerime BakmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin