"günaydın, uri!" kafamı bana seslenen sınıf arkadaşıma döndürdüm, gülümseyen bir suratla bana bakınan genç kızı tanımak zor değildi.
anaya, adı tanrı'nın cevabı anlamına gelen sınıf arkadaşımın gücü ses dalgalarını manipüle ederek yönlerini değiştirmeyi sağlamak.
gücü orta seviyede ve minik eşyaları kendinden uzağa bu sayede itebiliyor. güç sayısı; bir, ve bu sıradan olanı. tek güçlü ve güçsüz olanlar dünya popülasyonunun yüzde seksen beşini oluştururken arada bir iki güçlü kişilere denk gelinebiliyordu.bu durumda ise; ben.
adım; ışığım anlamına gelen uri. iki güç sahibi olmakla beraber hız gücümü neredeyse ustalaştırdım, bu yüzden nasıl diyebilirim? özel sayılırım.
hız gücüm artık gündelik olarak kullanabildiğim bir şey olmasına rağmen, şimşek atma kabiliyetim geliştirilmeli diyebilirim. parmaklarımdan attığım sarı ışınlar ismimin nedeni, ışığım."günaydın, anaya." diye cevap verdim karşımdaki kıza. uykulu bir şekilde geriniyordu, uyumayı veya ders çalışmayı pek sevmediğini de söylemem gerek.
"yine gece geç mi yattın?" dedim gülerek, ben onun arkadaşıyım, annesi değil; tabii ki karışmayacağım."eveet," diye cevapladı gözlerini ovalayarak.
"sınıfımızın açıklanmasını bekleyemedim, kahraman uri ile aynı sınıfa düşmesem ne yaparım?"kahraman uri; sadece anaya'nın söylediği bir lâkap. derslerde başarılı olduğumdan ve iki tane gücüm olduğundan bir şeyler başaracağıma gönülden inanıyordu.
evet, dürüst olmak gerekirse özel biriyim ama biraz abartmıyor musun anaya?"saçmalama lütfen, anaya." dedim onu dürterek, "peki bizden başka kim var biliyor musun?"
anaya düşünür gibi baktı ve elini avucunun içinde gezdirdi, bu fal okuyucuların yaptığı bir hareketti fakat anaya bir şeyleri hatırlamak için bunun yardımcı olduğunu düşünüyordu, ben ise onu bozmuyordum."rolan'ın olduğunu biliyorum! aelin ve cato da olucaklardı sanırım."
"cato?" diye doğru mu duydum diye kontrol ettim. benim gibi iki güç kullanıcısı, ve çok güçlü olduğunu duydum. sonunda onu tanıyabilecek olmak benim için büyük bir heyecandı.rolan'ın adı ülke çapında bilinen veya tanınan kişi demekti. gücü insanların aklının içinde onlarla konuşmak, fakat gücünü hâlâ geliştirdiği için üç metre öteden yapamayacak duruma geliyor. ama ilginç bir şekilde aynı anda on beşten fazla kişiyle konuşabiliyor ki, bu büyük bir başarı.
aelin, adı parlak anlamına gelir bu arada; ışık gücüyle etrafı aydınlatabilir veya aniden bütün bir ülkenin ışıklarını sömürüp enerji ile kafa bulabilir. gücünde ustalaşmış olsa da ne yazık ki gücü pek işe yarar değil, yani kendisini güçlü olarak nitelendiremem.
ve cato, kendisini tanımıyorum. ama güçlerinden biri aşırı zeka ve diğeri ise illüzyonlar göstermek. illüzyonu ustalaştırdığını duydum, ve bu neredeyse imkansız ama ön yargılı davranmayacağım.
zeki olması da iyidir tabii, fakat kendisi tekerlekli sandalyeye bağlı biri olduğu için fazla güçlü olmamalı, değil mi?"cato ile tanışacağın için heyecanlı mısıın?" diye uzattı anaya muzip bir şekilde. beni bu tür şakaları rahatsız etmiyordu ama tabii ki heyecanlı değildim. değildim? sonuçta o da benim gibi, benden üstün felan değil.
"illüzyon nedir ya? benden çok üstün." hay ben ağzıma.
"susar mısın, uri? illüzyon yaparak senin gibi gerçek bir kahraman olamaz."
anaya'nın beni rahatlatma çabasına gülümsedim, güçlerim dışında çok ilginç bir kişilik özelliğine sahip olduğumu düşünmüyorum ama onlar yokken anaya vardı, yani samimiyetine güvenim sonsuz.omzumda hissettiğim elle arkama döndüm.
"pardon, siz bayan anaya ile uri misiniz acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bosalamose
Science Fiction"bencilsin." dedi fısıldayarak, sanki sözleri beynimin içine işliyordu. göz teması kurmazdı ve böyle kendinden emin görünmesi gözümü korkutmamış değildi. sanki- sanki o da benim gibi sevdiği bir şey uğruna savaşıyor gibiydi, kararlıydı. ama cato bir...