...
Burası baya büyüktü ve siyah elbiseli adamlar çoktu. Çok fazla suçlu insan vardı. Neden böyle bir seçim yaptım ki neden hemen kabul ettim suganın sorumluluğunu umarım burda kala kala siyaha bürünen biri olmam.
"suga"
"yine ne var?"
"ben lovaboya gidiyorum"
"çişin geldiğinde bana neden haber verirsin ki? Git"
Gıcık ne biliyon belki özel rezil oldum ya, yüzüm kızara kızara lavobya adımladım. Cidden çok açık konuştu umarım arkamdan dalga geçmezler.
Lovaboya girip aynanın karşısına geçip elimi yıkamaya başladım. Ama tuvaletlerin birinden kan geliyordu n-ne oluyor?
Yavaşça kapıya doğru adımlamıştım tanrım cidden kan ve keskin demir kokusu kadar ağır. Kapıyı yavaşça açıp ölü bir kadının bacakları ve kollarının yarı kesilmiş ve boğazı kesilerek öldürüldüğünü fark etmem ile korkudan çığlık atmıştım.
Ağlıyordum ama korkudan ağlıyordum, ellerim kanın sıçramış olduğu kapıyı tuttuğunu anladığım an geriye çekip elimdeki kana baktım. K-kan geliyordu ellerim titriyor ve sakin kalamıycak kadar ağlıyordum. Geri geri adımlar ile geriye gidiyordum. Ö-ölcem mi beni de öldürecek mi? Kim yaptı neden? Neredeyim neden burdayım? Kafayı yicek kadar korkmuştum. Her gün daha da kötü şeyler oluyordu. Ayağımın yere takılması ile ayağımı burkarak yere düşmüştüm. K-kanlıydı yer korkuyordum. Ellerim ve elbisem kan olmuş bacağım acıyordu. Hıçkorıklar eşliğinde kafamı gömmüş ağlarken kapı açılmıştı hızlıca
"YEON Jİ! NERD-"
"........"
Konuşamıycak kadar korkuyordum. Kadının kanı üstünde sadece bileğim acıyarak ağlıyordum.
"GEL BENLE!"
Kolumdan çekilmesi ile neye uğradımı bilmeyerek ona bakmıştım. Göz yaşlarım az olsada dinmiş sakinlemiştim. Ayağımın burkulduğunu unutmuştum
"ah-acıyor"
Demiştim bileğimi tutarak
"salaksın onu nasıl başardın?"
Diyip belimden tutması ve kucağına alması ile neyi uğradığımı şaşırmış bir şekilde ona bakmıştım.
"b-bırak beni kendim yürürüm."
"kes sesini"
Demişti, ısrar edebilecek durumda değildim ellerim hayla keskin dmeir kokulu kana bulanıktı. Suganın üstü kanlanmıştı ama hayla beni taşımaktan rahatsız olmuyor, ne ara bu kadar kötü bir durumda oldum ki. Suganın ve benim herkesin içinde kanlı bir üstle çıkmamız herkesin tepkisini çekmişti.
Sadece herkesin ortasından yürüyerek beni kucağında taşıması ve benim üstümü full kanlı bir halde gözlerimdeki yaşların hayla durması dikkati çekmişti.
...
"ne olduğunu anlat"
Eve gelmiştik suga bana soruları diziyordu ama sadece sessiz kalıyordum. Farkındaydım onu bu sessizlik deli ediyordu.
"Konuşmıycan mı?"
"........"
"YEON Jİ!"
"efendim"
"kimdi o kadın? neden üstün kanlıydı? Neden yerde ağlıyordun?"
"kadının sadece kanını görmem ile kapıyı açmıştım ama sonra...boğazından gelen kan ile sakin kalamadım."
"neden susuyorsun peki sana sorduğum halde?"
"konuşmak istemiyorum"
"sana konuş dediğimde konuş yoksa o kadını gebertirdiğim gibi sende geberirsin."
Diyip gitmesi ile ne dediğini kavramaya çalışıyordum. Gebertirdiğim yani O-o mu öldürtmüştü. Katilden kaçarken katille yaşıyordum. Hayat her gün beni daha da şaşırtçak ve korkuyordu.
" Suga! "
Arkasına bakmadan çekip gitmişti. Ve kapıyı da kilitlemişdi. Neden o kadını o şekilde öldürttü belkide tanıdığımı sandığım kişi gerçekten hiç tanımadığım bir ruh hatasıydı. Kadın düşmanı mıydı yoksa eski sevgilisi mi ahh ne diyorum ben ya. Burdan kurtulmam gerek yoksa aynı şekilde bir gün bende boğazım kesilip atılcam bir yerlere ve kimsenin haberi olmayacak.
Sugayı çözmek mümkün değildi. Tanımadım ama tanıdığım sandığım bir hastaydı şeytan ile oynuyordum.
Umarım o kız o şeytana bir gün kurban gitmez...