Sabah her gün olduğu gibi, erken kalktım. Günlük rutin işlerimi hallettim. Ve okula gitmek için hazırlandım. Dolabımdan, mavi kazağımı ve siyah kot pantlonumu giydim. Ve evden çıktım. Üniversite öğrencisi olduğum için ailemden ayrı, istambulda yaşıyorum. Okula girdim ve, sınıfa gitmeden önce kızlar tuvaletine giricektim ki, birden koridorun çıkmaz tarafında iki kişi kavga ediyordu. Onlara yaklaştığımda bana tanıdık gelen birini gördüm. "Aras" diye seslendiğimde hemen onların yanına koştum. Diğer tanımadığım çocukta, çatılmış kaşlarıyla ve mavi gözleriyle çok korkunç görünüyordu. Etrafıma baktım ama gitmişti.
"İyimisin aras istersen revire gidebiliriz." Aras, "iyiyim masal, abartılacak bir durum yok." Sesinden anladığım kadarıyla sinirliydi. Ela gözleri karararak koyu bir ton almıştı. siyah saçları dağılmıştı. Onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim. "Aras kimdi o" diye sorunca, bana cevap vermedi. "Hadi, derse geç kalıcaz " diyerek beni geçiştirdi. Ama meraklı yanım kuşkulanmıştı bile. Sınıfa doğru beraber yürüdük. Onunla beni abim okan tanıştırmıştı.
Yüzünü temizledikten sonra, sınıfa girdik. Aras en arka sırada erkek arkadaşlarıyla takılıyordu. Bende durunun yanına oturdum . Duruyla selim sayesinde tanıştık. Selim, arasın arkadaşı olduğundan bende yakındım selime. Duru, selimin sevgilisi olduğu için çok mutlu. Onları mutlu görmekte beni mutlu ediyor. Duru, "sen iyi misin, yüzün kireç gibi". "evet iyiyim sadece biraz yorgunum". Duru, "eee arasla ne konuştun. Dökül çabuk" "duruu saçmalama istersen." Duru, "saçmalamak mı, masal sen arastan hoşlanıyorum dememişmiydin". Tamam öyle bir şey söylemiş olabilirim ama, onun bana olan hislerini bilmiyorum. "yaaa duru, kapatalım bu konuyu. birazda senden konuşalım". Konuyu kapatmak için, güzel bir bahane oldu. Duru, "bu konuyu sonra ayrıntılarıyla konuşacağız masal. Ayrıca bendede durumlar aynı. Selimle okul çıkışı cafeye gidelim diyoruz, sende gelsene". "Bilmemki, size rahatsızlık vermiyeyim ben, siz gidin". Duru," ne rahatsızlığı masal , sende geliyorsun. İtiraz kabul etmiyorum". "Tamam, gelirim". Duruyla aradabir sohbet ederken, arası sınıftan çıkarken gördüm. "Acaba nereye gidiyor." Duru, "işi vardır." Ben seslimi konuştum aaa hayır. Durunun dilinden kurtulamam şimdi. Duru, "sen neden merak ettin." Dudağı yana kıvrılmış , ve gözleri sinsi bir bakış aldı. olamaz , soru yağmuruna tekrar başlıyıcak. tam cevap vermeye hazırlanıyordum ki, hocamız sınıfa girdi. matematik sevdiğim söylenemezdi. Olamaz, hayır. hocamızın yanındaki çoçuk, arasla kavga eden çocuk bu. "Evet arkadaşlar, oğuz karabatak yeni sınıf arkadaşınız. Bu sefer uslu dursan iyi olur." oğuz karabatak, karabatak tanıdık geldi bu soyisim. Aras karabatak, tabi yaaa arasın soyismi. Nasıl olur , umuyorum ki büyük bir tesadüf olsun. Aras benden birşeyler saklıyor ama neden, neden bana anlatmıyor. Ben düşüncelerimle boğuşurken, göz ucuyla ona baktım. Yalan yok, çocuk yakışıklıymış. Sınıftaki kızların ağzları açık kaldı resmen. siyah saçları, mavi gözleri ve açık teniyle çekici görünüyordu. Arasla aralarında ne var öğrenmem gerekiyor, ama nasıl. tabii ya onun suyuna gitmeliyim belkide. Ama hayır tekin birine benzemiyor. En iyisi zamana bırakmak. Bu işin peşini bırakmıyıcam.
"Evet arkadaşlar oturma düzeninizi değiştiriyorum. Duru, sen selimin yanına geç. Oğuz, sende masalın yanına otur." Hayır, lütfen oturmasın. İçten duğalarımı ederken, yanımda kıpırdanma oldu. Duru kalktı ve selimin yanına oturdu. Oğuzda benim yanıma oturdu. Dersimiz devam ederken beni izlediğini gördüm. Ona yandan baktım ama gözlerini çekmedi. Uyuz işte ne olacak ilk o konuştu. Oğuz, "arastan hoşlanıyorsun." Yeşil gözlerimi sonuna kadar açtım. Uzun ,siyah saçlarımı elimle arkaya attım. Ve arkama yaslandım. yanaklarım yanıyordu ve kızarmıştı kesin. En son ona baktığımda, alaylı bir gülümseme vardı yüzünde. "Bu seni ilgilendirmez." Oğuz, "aras senden çok bahsetti." "Arası nerden tanıyorsun ki." Oğuz, "neden bunu ona sormuyorsun." Benimle oyunmu oynuyor bu. Tam önüme dönecektim ki, zil çaldı. Oğuz hala bana bakıyordu. Gözlerimi onun mavi gözlerinden çektim. Sadece sınıftan çıkışını izledim. Sınıfta selim, duru ve benden başka kişi yoktu. Selim, "Aras bu değişiklikten hiç hoşlanmıyıcak." Duru, "selim bu çocuğu tanıyormusun." Selim, "hayır, tanımıyorum." Yalan söylediği o kadar net ki, bu işte bir iş var ama ne. Bu iş giderek derinleşiyor. Selim, "hadi kızlar gidelim." Tam sınıftan çıkıyorduk ki, aras kolumdan tuttu. Okadar sert tutuyorduki canımı yakıyordu. Selim, "aras sen iyimisin." Aras, "siz gidin, masalla biraz konuşucaz." Sinirden dişlerini sıkıyordu çenesinin seyirmesinden anlamıştım. Kolumu çekmek isteyince, daha çok sıktı. Selim, "peki, hadi duru biz gidelim." Duru, "tamam, masal sonra görüşürüz." Başımı salladım. Arasın sinirden ateş gibi yanan gözlerine baktım ama sonra gözlerimi kaçırdım. Selim ve Duru gittikten sonra, sınıfın kapısını açtı ve beni sınıfa doğru iteledi. Düşmekten son anda kurtulmuştum. "Aras ne yapıyorsun" Aras, "asıl sen ne yapıyorsun lan, o piçin yanında."
"Tabi ya senin tek derdin oğuz değilmi." Bende onun gibi bağırdım. "Onunla aranda ne var aras" tekrar bağırdım. Gözümden bir damla yaş akmıştı bile. Aras, "onun adını ağzına alma sakın." "Bana ne yapıp ne yapmıyacağımı söyleyemezsin. Kimsin ya sen" dediğimde pişman olmuştum. Sonra elini tuttum. "Aras böyle söylemek istemedim özür dilerim." Bana doğru bir adım attı. Ve sımsıkı sarıldı. Ben ona karşılık veremedim. Kafam çok karışıktı. Aras, "masal ondan uzak durmalısın. O tehlikeli biri seni koruyamam anlıyormusun beni" "neden bana gerçekleri söylrmiyorsun." Aras "zamanı gelince sana herşeyi anlatıcam sadece bana güven." Bende ona sarıldım. Ona güveniyorum. Ama bu işi öğrenmem ve ona göre hareket etmem gerekiyor. Bu yüzdende arasın haberi olmamalı. Bu işin aslını oğuzdan öğrenicem. Ne kadar kararsız olsamda yarın onunla konuşmalıyım. Arasla okuldan çıktık ve okulun otoparkından, onun arabasına ön koltuğa bindim. oda benim yanıma sürücü koltuğuna geçip, arabayı çalıştırdı. Yol boyunca ikimizde sesizdik hiç konuşmadık. Ona aşıkmıydım bilmiyorum. Benimki sadece hislerdenmi ibaret onuda bilmiyorum. Düşüncelerimle boğuşurken araba evimin önünde durdu. Tam çıkacakken kolumdan tutarak beni durdurdu. Gözlerimiz birleşince onun gözlerinde sevgi dolu bir bakış vardı. Aras, "masal bugünki olanlar için özür dilerim. Seni kırmak istemedim. Bazen böyle sinir krizleri geçirebiliyorum." "Özür dilemene gerek yok aras. Sen gerçekte iyi birisin biliyorum. İyi geceler, yarın okulda görüşürüz. Kendine fazla yüklenme" Aras, "iyi geceler" konuşmamız bittiğinde arabadan indim. Eve girdiğimde aras arabayı çalıştırıp gitmişti. Duş aldıktan sonra kendimi yatağıma attım. Yarın çok uzun bir gün olacak.
DEVAM EDECEK
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Teen FictionNormal bir hayatım varken, kendimi karanlığın en derinlerinde buldum. Hayatımı altüst eden o karanlık, o karanlığa yenik düştüm. Ben, karanlığın içinde kayboldum. Peki, buna değermi hayatımı geri döndürmek isterken, ruhum karanlıkla bir olurmu.