Çok heyecanliyim okulun ilk günü lise sondayım. Aslında heyecanlı olmam saçma çünkü bu nerdeyse 30. son sınıf oluşum. Yatağımdan kalktığımda buğulanmış cama yaklaştım, hava serindi bulutlar siyahlaşıp gökyüzünü kapatmıştı. Ağır adımlarla mutfağa yönelip buz dolabını açtım. Buz dolabının kapağında buruşmuş kan torbalarımdan bir tane açtım soğuktu bardağa döktüm. Bardakla içmeyi daha fazla seviyorum beni normal bir insan gibi hissettiriyor. Karnımı doyurup üstümü giydim aynanın karşısına geçip kumral saçlarımı düzelttim. Gözlerim hala uykusuzdu. Evden çıktım .Okula geldiğimde sınıf kapısının önünde dostum Jack'i gördüm. Saçları uzamıştı bana baktı el sallayarak hızlı adımlarla yanıma geldi. Ağır bir ses tonuyla :
-Naber Max ?
+İyiyim sağol özledim seni.
-Bende dostum benim.
+Hadi sınıfa girelim.
Kısa bir konuşmanın ardından Sınıfa girdik. Girer girmez en ön sırada oturan kahverengi saçlı yeşil gözlü soluk beyaz teniyle bir kız dikkatimi çekti. Gözleri o kadar masum bakıyordu ki kalbimin ritmi birden değişti ona bakınca içimi bir huzur kapladı hemen jack'e dönüp :
-Jack önde oturan yeşil gözlü kız kim ?
+Sınıfa yeni geldi adı Katy imis
-Gözleri çok güzel daha önce bu kadar güzel biri gördüğümü sanmıyorum.
Jack hafif bir gülümsemeyle yerine oturdu. Ben daha fazla duramadım kızın yanına gitmek istiyordum. Derin bir nefes alıp ona doğru yürüdüm. Her adımda kalbim hızlanıyordu. En sonunda cesaretimi toplayıp adımlarımı hızlandırdım. Yanına gidip oturdum. Kalbim yerinden çıkacaktı sakinleşip bir konuşma başlatmalıydım. Adını bilmeme rağmen adını sordum. Sesim tirek çıkmıştı. Kısık bir ses tonuyla cevap verdi konuşmak istemiyor gibiydi. O sırada sınıf kapısı açıldı gelen Bay Brown idi. Bay Brown matematik hocamızdır kendisi oldukça sinirli ve yaptığı sürpriz sınavlarla ünlüdür. Katy ile konuşmamız yarım kalmıştı. Tenefüste bir daha Katy'nin yanına gittim dağınık kahve saçlarını toplamıştı yavaşça yanına oturdum ve matematikle arasının nasıl olduğunu sordum. O beni duymamış gibiydi hiç konuşmadan elindeki yarısı ezilmiş sivri kalemle oynuyordu. Tam bana cevap vermek için başını kaldırdığı sırada yanlışlıkla kalemi eline batırdı. parmağı kanamaya başladı.Kan sıraya damlamaya başladı kıpkırmızı rengi o kadar güzeldi ki birden dişlerim uzamaya , gözlerim kızarmaya başladı. Onun o soluk tenine yapışıp kanını icmek istiyordum ama kendime engel olmalıydım çünkü sinifta kimse vampir olduğumu bilmiyordu ve katy e zarar verebilirdim hemen elimle agzimi kapatıp lavaboya gittim kizi orada tek başına birakmak zorunda kaldım. Okul çıkışı ona bir özür borçluydum. ona eve birakmayi teklif ettim. O da asık bi suratla teklifimi kabul etti. Birlikte okulun bahçesinden çıkıp yürümeye başladık. Yol boyunca sessizdik hiç konuşmadık. Issız bir sokaktan geçtik. Kırmızı , küçük camları olan iki katlı bir binanın önünde durduk. Burasi Katy'nin eviydi. Burası oldukça ıssızdı. O anda katy soluk elleriyle çantasını açtı ve bir bıçak çıkardı. Ben şaşırmıştım daha neler olduğunu anlamadan bıçakla elini kesti yere kanlari damlamaya başladı.
+Katy napıyorsun ?!!
Katy sustu ve ben kendime engel olmaya çalışyordum kanın yere damlama sesi ve kokusuna daha fazla dayanamadım sıkıca elini tuttum ve ağzımı koluna dayadım. Tadı o kadar güzeldi ki bırakmak istemedim o sırada katy heyecanlı bir ses tonuyla :
+Biliyordum vampir olduğunu biliyordum . dedi
Ben şok olmuştum ! Ne diyeceğimi bilmiyordum kolunu hemen biraktım ve yavaş yavaş uzaklaşırken :
+Katy özür dilerim sana asla zarar vermek istememiştim !
O bu duruma fazla şaşırmamış gibiydi. Ciddi bir ses tonuyla :
-Endişelenme benimde küçük bir sırrım var. Bende bir KURTADAMIM !
+NE !!!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Vampire
VampireSiz su içmeden duramazsiniz öyle degil mi ? Ama benim su içmem gerekmiyor ben KAN istiyorum. Kansız yaşayamam bu kulaga biraz vahsice gelebilir ama öyle fakat kötü olan hiç bir insan öldürmek istemiyorum ama ic güdülerim buna izin vermiyor bununla b...