Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Festival günü gelip çatmıştı bile.Yedinci grup,ki bu grup Felix ve Hyunjin'in bulunduğu gruptu,alkışlar eşliğinde sahneye çıkmıştı.Bay Kwon en ortada durup müziği başlatması için piyaniste şaret verdi.Piyanst ince melodiyle şarkıya girince herkes çalıştıkları gibi şarkıyı söylüyordu.
Her şey normaldi,üç sıra halinde dizilmişlerdi.Hyunjin en arkadaki üçüncü sırada,Felix ise en öndeki birinci sıradaydı.Hyunjin her zamanki gibi Felix'i izlerken sesi yavaşça azalmaya başladı.Ardından yüzündeki yaşları hissetmeye başlamıştı.
Piyanist yavaşça durdu,geniş salonndan şaşkınlık nidaları yükselirken Felix ne olduğunu anlamak için Hyunjin'e dönmüştü.
Hyunjin ise hızla durduğu basamaktan inmiş ve koşmaya başlamıştı.
"Hyunjin!"ardından Felix'de sıradaki yerinden fırlamış ve Hyunjin'in peşinden koşmaya başlamıştı.Felix neredeyse Hyunjin'in arkasındaydı,yakalayabilirdi ama Hyunjin asla yavaşlamıyordu.
"Hyunjin,Bay Kwon endişelenecek!"
Hyunjin yavaşlayıp olduğu yerde durdu ve saçlarını elleri arasında çekiştirdi "Neden hep Bay Kwon'dan bahsediyorsun?"
Hyunjin sinirliydi ve öyle bağırmıştı ki Felix ürkmüştü,kafasını önüne eğdi "Hyunjin...Neden böyle yapıyorsun?"
"Çünkü,"derken hala bağırıyordu "Çünkü,ben,sanki sana aşık olmuşum gibi şeyler hissediyorum!" elleriyle gözlerini kapatmış ve iki dizi üstüne düşmüştü.Felix ise hem duyduklarını sindirmek hem de nefesini düzene sokmak için duraklamıştı.
"Ama sen sırf Bay Kwon için o kadar çalıştın falan!"
"Hyunjin,sen iyi misin?"
"İyiyim ben,iyiyim,çok iyiyim."
Felix yavaş adımlarla yere çökmüş ve bir kolunu Hyunjin'in omzuna atmıştı. "Hyunjin Bay Kwon için çalışıp uğraştığımı hiç söylemedim ki ben."
Bu Hyunjin'in hızlı bir şekilde sorar bakışlarla Felix'e dönmesine sebep olmuştu.Felix kızaran yanaklarını gizlemek için kafasını önüne eğiyordu.
"Yani...şey...seninle şarkı söyleyip vakit geçirmek..."
"Hyunjin!Felix!" geniş bahçede onları arayan diğer hocaların da sesi yankılanınca ikili ayağa kalkmıştı. "Neredeysiniz çıkın!"
"Hyunjin,gel!"Felix Hyunjin'in elinden tutmuştu ve ikisi beraber okulun bahçesindeki kulübeye girip kapıyı kapatmışlardı.Şanslıydılar ki onları gören olmamıştı.
"Gittiler,geri dönebiliriz."
"Felix,söylediğin cümlenin devamını duyayım."Hyunjin küçük karanlık klübede yüzünü olabildiğinde Felix'e yaklaştırmış ve baş parmağıyla yüzündeki çilleri okşamıştı.
"Boşver.Hyunjin."
"Sence öpüşürken gözlüklerin engel olur mu?"Felix kendini çekmemişti ve Hyunjin'e izin vermişti.Küçük ve tatlı bir öpücüktü ama etkisinin büyük olduğuna ikisi de içten içe hem fikirdi.
'Olmuyormuş demek ki.'
Dışarıda onları arayan öğretmenlerin sesleri kapının çok yakınından geliyordu "Hyunjin'den böyle bir şey beklerdim ama Felix beni şaşırttı." hala birbirlerinden tam anlamıyla ayrılmamışlardı.Yakalanacak olmak bile onları asla korkutmuyordu.
◑
"Herkes fotokopisini aldı mı?"sınıftan onaylayan mırıltılar yükselirken fotokopiler elden ele sınıftaki herkese ulaşıyordu.Sıranın üstüne kafasını koyan ve her zamanki gibi Felix'i izleyen Hyunjin ise hissettiklerinin adını koymak için savaştaydı.