BÖLÜM 1

3.4K 85 13
                                    

Mark elindeki desteye bakıp daha da sırıttı. Şeytan bu gece onun yanındaydı. Şimdiden karşısındaki adamın bir yaz evini ve bir açık faytonunu almıştı bile. Evet, hayatını böyle kazanmak pek saygıdeğer bir yol değildi ama Mark'ın da saygıyla uzaktan yakından alakası yoktu zaten.

O hayatını yaşardı. Şuanda elinde olan parayla tek yapmak istediği yaşamaktı. Ne bir kadının sorumluluğu ne de bir evin çekip çevrilmesi. Kazandığını daima bir hafta içinde harcayacak bir yer bulurdu. Ya metreslerinden birine, ya pis bir kumarhane köşesine yada ihtiyacı olanlar için gizlice bağış yaptığı kuruma. Kendi kötü emellerindense bu kurum parayı iyi bir amaç uğruna harcıyordu en azından.

"Hile yapıyorsun seni domuz!" diyen rakibine esefle baktı. Ne kadar kötü iş yapsa da hile yapmazdı.

" Şeytan benden yana dostum, burda olan sadece bu." dedi sakince.

" Senin gibi sefil görünüşlü biri kazanmak için her yola başvurur." diye tükürükler saçarak bağırdı karşısındaki.

" Sabrımı taşırma seni ahmak. Hile yapmadığımı biliyorsun. Kendi beceriksizliğin yüzünden kaybediyorsun." dedi. Evet, şansın da büyük etkisi vardı ama kumarda zeka kazanmanın anahtarıydı. Ve Mark gururla gayet zeki olduğunu düşünürdü her zaman. O sırada karşısındaki gerizekalı gözü dönmüş bir şekilde ayaklandı ve ona saldırdı.

Mark yerinden kalkmaya bile tenezzül etmedi. Tembel hareketlerle yakasına yapışan adamın tombul ellerini kavradı ve birden sola doğru savurdu. Buna hazırlıklı olmayan sarhoş adam yalpalayarak yere yuvarlandı. Mark sessizce ellerini silkeledi ve ayağa kalktı. Adamın göbeğine çizmeli ayağını bastırarak,

" Bir hesabın varsa yarın şafakta görüşebiliriz yağ tulumu?" diye sordu. Hala düşmenin şokunu yaşayan adam

"Ha...hayır efendim. Hile yapmadığınıza ikna oldum." dedi telaşla.

"Peki o zaman. Bu akşam senden alacağım tek şey evin ve araban olacak. Canın sende kalsın. Gerçi bu kiloyla devam edersen çok geçmeden bir köşede kalp krizinden ölürsün ya neyse." dedi ve elinde senetlerle kumarhaneden çıktı.

Tembelce bu kadar paranın arasında nasıl böyle nezaketsiz kaldığını merak etti. Nedeni hiç sosyeteye girmemiş olmasıydı. Kendince kurallara meydan okuyordu. Bir şeylere karşı çıkıp insanları yanıltmaktan hep zevk almıştı.

Yürürken yanından geçen zavallılardan pek de farklı görünmediğini düşündü, o da giyiniş olarak salık ve eski kıyafetler giyiyor, o da onlar gibi sarhoş geziyordu. Yanından geçen kimse onun bütün nezaket kurallarından haberi olduğunu ama uygulamadığını, kıyafetleri olduğunu ama giymediğini asla anlayamazdı. Mark da bu kendine özel esprinin tadını çıkarırdı.

Islık çalarak yürürken birden ara sokaktan çıkan uzun pelerin giymiş figür ona çarptı ve dengesini kaybettirip Mark'la beraber yere yuvarlandı. Bu gece bütün sarhoşlar onu bulmak zorunda mıydı?

" Hey, nereye gittiğine dikkat etsene!" dedi üzerindeki adamı iterken. Yoksa bu bir çocuk muydu? Bir adam için oldukça hafifti. O sıra adamın pelerini kaydı ve Mark yüzüne iki santim uzaklıkta bir çift safir gibi göze bakakaldı.

Aşkın Asaleti *Askıya Alındı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin