erotica | jikook abo [çeviri]

five

şarkı önerisi yapmak istiyorum ya hep özenmişimdir. bölüm şarkısı - can you feel my heart by bring me the horizon. evet bölümle alakasız ama çok severim.

bir de içinizden koptuğunca yorum yaparsanız çok tatlı olur, okumayı seviyorum çünkü. hepsini okuyorum teşekkürler, iyi okumalar!

—

Jeongguk'un midesinde bir şeyler çalkalanmaya başlamıştı eğilip telefonuna baktığında, heyecan benzeri bir şeydi veya hatta az biraz kaygı da olabilirdi. Akşam erken saatlerde aradığı telefon numarasına kaydı gözleri. Yüzünü bilmediği omega ile aralarında geçen konuşmayı düşündü, kapatmadan önce neyi ima ettiğini.

Jeongguk aptal değildi, diğerinin neyi hedeflediğini anlamıştı. Bu yüzden omega arama kararını ona bırakmış, kendisini eğlendirip eğlendirmeyeceğini görmek istemişti. Salak rolüne bürünüp gördüğü şeyi beğenmediğini de söylemeyecekti. İçinden omegaya sövdü, Jeongguk'un hayatına solucan misali kolayca girmiş ve dikkatini çekmeyi başarmıştı.

Bu omegada sadece bir şeyler vardı, Jeongguk'un ona sırtını dönüp onu kovmasını engelleyen. Denemişti ve omeganın başka birisiyle eğlenmeye çalışacağını düşündüğü anda geri dönmesi de bir olmuştu. Omeganın dokuduğu bu oyuna kendi isteğiyle hapsolmasından nefret etmişti.

Bu kişi kimdi ve Jeongguk'u nereden tanıyordu?

Omeganın hala kendine itiraf etmekte zorlandığı garip bir fanteziyi beslemesine izin vermek yerine alfanın bu zamanı onun kimliğini öğrenmeye harcaması gerekiyordu aslında.

Mesela şu an yatağında oturmuşken baş parmağı arama tuşunun üzerinde geziniyor olmamalıydı.

Jeongguk endişeyle dizini salladı, gözleri kapıya kaymıştı. Sessizliği dinliyor, herhangi bir hareketlenme için tetikte bekliyordu. Yoongi gitmişti, alfa akşam yemeğinden kısa bir süre sonra evden ayrılmıştı ve Namjoon'da yorgun hissettiğinden duştan sonra erkenden odasına çekilmişti.

Alfa etraf boş mu diye kolaçan ettiğine inanamıyordu, kafasını sıkıntıyla iki yana salladı çünkü alfası çoktan omegaya düşmüş gibiydi.

Bu lanet olası şey nasıl mümkün olabilirdi? Tanrı aşkına, Jeongguk daha omeganın nasıl koktuğunu bilmiyordu, ya kurtu onu hiç çekici bulmazsa? Omeganın potansiyel bir alfa eşi bulmak konusunda çoktan bir iki şey bildiğini varsaymaya başlamıştı çünkü kurdu çoktan dikkat kesilmişti.

Ama omeganın başkalarına da Jeongguk'a yaptığı gibi kendisini sunduğunu hayal edince kurdu huzursuzluk içinde hırıldamaya başlamıştı.

Jeongguk bu omegayla bağlantısını kesmek konusunda rahat hissetmiyordu, istese bile yapamazdı. Kurdu izin vermezdi.

En sonunda omegayı aramayı seçtiğinde kalbi birkaç kez teklemişti, içinde dolmuş gün yüzü görmeyecek türden birtakım duygulara teslim olmuştu bile. Her şeyi saklı tutabilirdi, kimsenin bilmesine gerek yoktu, en azından bu omegayla ne yapacağına karar verene dek.

Omeganın yumuşak sesini duymayı beklemişti, hatta Jeongguk onu aradığı için kendini beğenmiş bir tavır takınırsa ona çıkışmaya bile hazırdı. Ama beklemediği şey ise, bir yatak gıcırtısı ve onu takip eden neredeyse kulağına ulaşmayacak derecede boğuk seslerdi. Hemen sonrasında bir hışırtı gelmiş ve nefes verme sesi duyulmuştu.

Jeongguk'un gözleri tahmin edersiniz ki omegayı en sonunda daha net duymaya başladığı an itibariyle açılmıştı. Hattın diğer tarafından gelen ateşli inleme seslerini duyabiliyordu.

Alfanın ne olduğunu çözmesi kısa bir süre almıştı sadece. Ve daha sonrasında yakıcı bir uyarılma hissiyle çarpılmıştı, merkezinden başlayıp yangın gibi çevreye yayılmış ve sinir uçlarını dahi canlandırmıştı.