-2-

28 2 0
                                    

"Neden"

     Diye geçirdi içinden Draco, kısık sesle bile olsa sesli konuşmak istemiyordu çünkü hiç kimseye,  hatta kendisine bile güvenmiyordu. Belkide bu güvensizliği babasından kaynaklanıyordu daha doğrusu emindi, kesinlikle babasından kaynaklanıyordu. Küçüklüğünden beri babası rol modeliydi ,idolüydü, kahramanıydı, şu andaysa o adamın gözündeki değeri yolda karşılaştığı herhangi bir yabancıyla aynıydı. Ona karşı sadece iki duygu hissediyordu artık ,sorumluluk ve nefret. Sadece bu duyguları hissetmesi aynı zamanda bir duyguyu daha yanında getirmişti, suçluluk.  Bu suçluluğun nedeni babasına , öz babasına karşı hiçbir sevgi kırıntısı bile beslememesiydi. Onun gözünde o sadece bir babaydı, babasıydı ama baba ne demekti. Belkide böyle düşücelere kapılması saçmalıktı. Hayatı sorguluyordu ama kendini bir aptal gibi hissediyordu. Başını yastığına gömdü, bağırmak istiyordu ama yapmaması gerektiğini biliyordu. Bağırma arzusunu bastırdıktan sonra başını yastığından çıkardı , tavana doğru döndü. Tavanı uzun bir süre seyretti, inceledi her bir ayrıntısını, bu onun düşüncelerden kaçma yöntemiydi, boş boş tavana bakmak. Her ne kadar bu düşünecelerden kaçamayacağını bilsede bunu yapmayı seviyordu. Sonunda elini yanağına götürdü. Bu yaptığı şey son iki yıldır yaşadığı her şeyi gözünün önünden geçmesini sağladı, kafasının içinde yankılıyordu o olaylardaki sesler.

"Azkabana gitmemenize karar verilmiştir Bay Malfoy"

" Yaşasın Sağ Kalan Çocuk"

"Bakalım burada kim varmış, ölümyiyen Malfoy"

"A-anne ş-şurada bir ö-öl -ölümyiyen v-var k-korkuyorum"

" Bay Malfoy sizin böyle güzel bir yerde ne işiniz var hemen çıkın burdan"

"Ailemizin yüz kararısın " ve bir tokat sesi, bu ses Lucius Malfoy'a aitti.

Kafasının içinde yankılanan son cümle Draco'yu sarsan cümleydi. Normalde sözel şiddete alışkındı, çoğu zaman ailesi, daha doğrusu babası ailelerinin yüz karası olduğunu vurgulardı. İlk başta bu sözler onu derinden yaralasada artık herhangi bir etki yaratmıyordu ama asla babası ona fiziksel şiddet uygulamamıştı, taki şimdiye kadar.  Babası ona tokat atmıştı, hayla aklı almıyordu. Bunu çok düşünmek istemiyordu ama yanağındaki o acı ona devamlı bunu hatırlatıyordu. Bu düşüncelerden ve tüm duygularından kaçmak istiyordu, çabalıyordu. Yorganını daha sıkı kavradı ve uyumaya çalıştı, aynı zamanda birinin daha düşünceleriyle boğuştuğunu bilmiyordu. 

------------------------------------------------------

"HARRY!"

"Efendim kızıl tilkim"

"BANA ÖYLE DEMEMENİ SÖYLEMİŞTİM! YIRTMAYA ÇALIŞMA!"dedi kızıl saçlı kız odada kuzguni saçlı oğlanı yakalamak için koşarken .

"HERMİONE! Beni öldürecek Ginny galiba kurtar beni"

"RON KARDEŞİNİ KONTROL ALTINA ALIR MISIN LÜTFEN ?! "

"O artık senin sorumluluğun Harry , neye giriştiğini bildiğini sanıyordum." dedi kızıl saçlı oğlan kıkırdayarak. 

"Ginny bak ne olur dur gerçekten sana destek çıktım. Ron'u desteklemedim." diye söyledi nefes nefese Harry . Nefes almak için bir anlığına durdu ve Ginny üzerine atladı. Yere düştüler sonrasında Ginny Harry'i gıdıklamaya başladı.

"Yaa demek öyle Bay Potter" dedi Ginny Harry'i gıdıklarken. Oğlan cevap vermeye çalıştı ama gülmekten konuşamıyordu. 

"Tamam duruyorum Bay Potter umarım yaptığınız davranışıun kötülüğünü anlamışsınızdır, bir dahaki sefer affetmem." dedi Ginny. Sonra ikiside gülmeye başladılar. 

Darning Rose - Harry Potter FanFiction-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin